19 Mart 2024 Salı

Devrimci Yön

Rusia 2018, futbol, politika, ırkçılık / Ahmet Yıldız

Rusia 2018, futbol, politika, ırkçılık / Ahmet Yıldız
24 Temmuz
08:28 2018

Rusia 2018’i Türkiye’de, erken seçim atmosferinde geçirdik. Toplum olarak öyle politika doluyduk ki bence yeterince izleyemedik, heyecan duyamadık; odaklanamadık.

Ancak sonrasındaki tartışmalara ucundan yetiştik. Türk kökenli ünlü Alman futbolcu Mesut Özil’in  Alman ırkçılığının nasıl sinsi bir kemirgen olarak yaşadığını dünya çapında gözler önüne seren manifesto niteliğinde "Almanya formasını gururla ve heyecanla giydim ama artık giymeyeceğim." diye başlayan açıklamasının Almanların kafasına bomba gibi düşmesiyle biz de kendimize geldik. Dünyanın gelmiş geçmiş en alçak insanlık durumu olan Faşizmi insanlığa yaşatma talihsizliğindeki Almanlar yıllardır demokrasi şampiyonu melek görünümünde suçu “Almanlar yapmadı Naziler yaptı” diyerek gizlemeyi başarıyordu.

Öyle ki Rusia 2018 tam hızla sürerken 11 Temmuz 2018 günü sonuçlanan ve Almanya'da son yılların en önemli davası olarak nitelenen 8 Türk, 1 Yunan ile 1 Alman polisi seri cinayetlerle öldüren Neo-Nazi grupla ilgili beş yıldır süren davada verilen skandal kararları bile gizlemeyi başarmışlardı. Cinayetler Alman hükümetlerinin Türkleri ülkelerine dönmeye teşvik edici açıklama ve uygulamalarının yapıldığı yıllarda işlenmişti. İkisi intihar eden 3 kişilik Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü'nün (NSU), 2000-2007 arasında işlediği cinayetleri, Alman makamları ve medyası uzun süre alay eder gibi “dönerci cinayetleri” olarak tanımlamıştı. Son duruşmada o zamana dek inkar eden NSU'nun hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe suçunu itiraf etti. Davada Zschaepe'ye ömür boyu hapis cezası verilirken, diğer Naziler 2 yıl 6 ay ila 10 yıl arasında değişen hafif hapis cezalarına çarptırıldı.

Bütün bunlara karşın Almanların en sevmediği şey ırkçılıkla suçlanmalarıdır. Suçlayanları yalnızca Türklerin yaptığı suçlama olarak gösterir, marjinal görürlerdi.

Şu an bütün dünya Almanların Nazi geçmişini konuşuyor. Bütün dünya basını en büyük yayınlar birinci haber olarak “Rassismus” sözcüğü geçen haberler veriyor.  

Kicker: "Özil'in bomba etkili vedası!"

Tutto Sport: "Özil milli takımı bıraktı: Irkçılık ve saygısızlık yaşadım."

El Mundo Deportivo: "Özil, Alman Milli Takımı'nı tartışmaların ortasına attı."  

L'Equipe: "Mesut Özil, ırkçılık nedeniyle Almanya Milli Takımı'nda oynamayacağını açıkladı."

La Gazzetta dello Sport: "Özil, Almanya'ya veda etti: Irkçılık kabul edilemez! Arsenal'in yıldızı Erdoğan ile olan fotoğrafını açıkladı: "Bu fotoğrafı alet ederek bütün bir ülkeyi bana karşı kışkırttılar."  

Mesut Özil Alman Futbol Federasyonu başkanını doğrudan hedef alan açıklamasında, “Almanya'da vergi ödememe, okullara bağışta bulunmama, milli takımla Dünya Kupası kazanmama rağmen hala toplumca kabul edilmiyor ve farklı muamele görüyorum. Alman olmak için gerekli ve benim taşımadığım kriterler mi var? Takım arkadaşlarım Lukas Podolski ve Miroslav Klose'nin, Alman-Leh olarak nitelendiğini duymadım. Öyleyse neden Alman-Türk olarak tanımlanıyorum. Türk olduğum için mi? Müslüman olduğum için mi?" ifadelerini kullandı.

Futbol Federasyonu Başkanı Grindel, Mesut Özil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İngiltere gezisi sırasında onunla çektirdiği “samimi” fotoğraf nedeniyle Mesut Özil’i açıklamaya davet etmiş, Alman medyası Rusia 2018’de takımlarının başarısızlığını Türk futbolcularının takımın “kimyasını bozma”larına bağlamıştı. Oysa Alman Milli Takımının 2014 Dünya Kupasını kazanırken ve 2016 Avrupa Kupası üçüncüsü olurken de Özil'in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çekilmiş fotoğrafları yayınlanmış, kimse de “izah et” dememişti. Mesut Özil bu durumu, “Kazanınca Alman kaybedince Türk” olarak nitelendiğini belirterek özetliyordu. 

Özil ayrıca üçü 2014 yılından sonra olmak üzere 5 kez "Yılın En İyi Alman Oyuncusu Ödülü"nü  almıştı!

Almanya bakanları dahil toplum bu tartışmada ikiye bölündü bile. Alman Bild gazetesi, Mesut Özil'in açıklamayı Almanca değil İngilizce yapmasının ilginç olduğunu ve bir 'cinayet' romanı gibi yazıldığı yorumunda bulundu. Bild, Özil'in mektubunu eleştirirken, "Bu açıklamanın mesajı şu: Sadece bir kişi hata yapmadı: BEN" yorumunda bulundu. 

Almanya hükümet başkanı Merkel dahil tüm resmi kurumlarıyla bölündü. Almanya Adalet Bakanı Katarina Barey "Mesut Özil'in ırkçılığa maruz kaldığını ve federasyon tarafından kendisine sahip çıkılmadığını hissetmesi bir kırmızı alarmdır!" dediAlman göç araştırmacısı Naika Foroutan, Almanya'daki toplumsal gelişmelerin faşizm öncesi evreyi andırdığını bildirdi.

Mesut Almanların maskesini kaldırdı ve müthiş bir iş yaptı. Böylece çoğunluğu siyah futbolculardan oluşmuş Fransa Milli takamının şampiyonluğunda “Afrika kazandı” tartışmaları gölgede kaldı. Bilindiği gibi milli takımdaki futbolcuların % 80'i siyah olan ve birçoğu Afrika doğumlu futbolculardan oluşan Fransa’nın bu yüzde oranı, siyasal alanda mecliste, demokrasi meydanında nedense aynı oranda değil! Nitekim sevinç gösterileri yerine şampiyona sonrası olaylarda Paris siyah Müslüman Fransa vatandaşları tarafından yakıldı yıkıldı, olaylarda bir kişi de öldü. Ama üstünü kapatmayı başardılar şimdilik.

Rusia 2018 dünya şampiyonalarının en politiği oldu. Dünya Kupası başladığında aslında gizli bir gerilim vardı: oynanan yalnızca futbol değildi. Kupada güç dengeleri, siyaset, ekonomi, yumuşak güç savaşı vardı. Sahadaki mücadelenin arkasında ülkeler arası büyük çekişmeler vardı. Rusya’nın kendini kabul ettirme, dünya halklarıyla kaynaşma ve eski uluslararası etkiye ulaşma çabası, bu kupanın ana temasıydı. Almanya, Mesut ve İlkay’a yüklenerek, hem takımın uyumunu bozdu, hem de ülke içi gerilimi tırmandırdı. Mesut ile İlkay’ın makul ölçüdeki entegrasyonunu beğenmeyen, asimile olmaları için anlamsız baskı yapan Almanya’nın bu çabası, ters tepti. Sonuçta hem takım elendi, hem de Almanya içindeki Müslüman topluluklar, yeni muhasebeler yapmaya zorlandı: Mesut ve İlkay’ı beğenmiyorsan sıradan Türk kökenli Almanlar olarak daha ne yapmamız lazım!

“Futbol asla sadece futbol değildir." diyen Simon Kuper haklı çıktı.

 

Ahmet Yıldız

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz