4 Temmuz ABD emperyalizmi için ne anlama geliyor? Ezilenler açısından ne ifade ediyor? / Danny Haiphong (Çeviri)
“Kaçınılmaz Mukadderatın” gölgesinde, Amerika'nın milli bayramı, dâhilde ve hariçte ne anlam ifade ediyor? Frederick Douglass'ın meşhur konuşmasında beliğ biçimde ifade ettiği gibi: aslında bir “maskaralık” ve “safi gösteriş, aldatmaca, dalavere”dir. “Bağımsızlık Bildirgesi, Amerikan kapitalist ulus devletinin gelişmesi bağlamında siyahilerin köleleştirilmesini ve yerli halkın soykırıma uğratılmasını zımnen meşrulaştırmıştır."
4 Temmuzu ilkeli sol kuvvetlerin öğretici bir an olarak değerlendirmesi gerekiyor. 1852'nin 4 Temmuz'undaki bir söylevinde Frederick Douglas, tıka basa dolu Rochester Hall'daki konuşmasının ardından, 4 Temmuz Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi kutlamalarını lekeleyen ikiyüzlülüğün altını çizerek, tam da bunu yaptı. Douglass'ın vurguladığı gibi Bağımsızlık Bildirgesi, varlıkları ırkçılığa ve oradan oraya taşınan köleler olarak istismara maruz kalan milyonlarca Siyaha zerrece kıymet bağışlamamıştır. Geride kalan bir tam ve bir yarım yüzyılın ardından 4 Temmuz kutlamaları, karşımızda sadece bir ikiyüzlülük pratiği olarak değil, aynı zamanda tüm gezegeni alenen talan eden Birleşik Devletler emperyalistlerinin ortak imzası olarak durmaktadır.
Özgürlük, bağımsızlık ve eşitlik soyut ifadelerdir. Bu ifadelerin Bağımsızlık Bildirgesi'ndeki varlıkları, makul bir politik-tarihsel bağlama oturtulmalı. Bağımsızlık Bildirgesi'ni, birçoğu köle sahibi olan beyaz kapitalistler yazmıştır.
Amerikalı köle sahibi kolonyal burjuvazi için Britanya Krallığı'ndan bağımsızlık, Britanya İmparatorluğunun kısıtlayıcı politikalarından azade bir göçmen kolonyal-kapitalist düzen iktidarının gelişmesi anlamına geliyordu. En önemlisi, Thomas Jefferson ve George Washington gibileri, kolonyal burjuvaziyi ciddi biçimde zayıflatma potansiyeline sahip ve kapitalist sistemin Kuzey Amerika'daki yayılışına engel olacak bir politika olarak kolonilerindeki köleci nizamına son verecek bir İngiliz mandasından yana kaygı içerisindeydiler.
Bağımsızlık Bildirgesi, Amerikan kapitalist ulus devletinin gelişmesi bağlamında siyahilerin köleleştirilmesini ve yerli halkın soykırıma uğratılmasını zımnen meşrulaştırmıştır.
“Thomas Jefferson ve George Washington gibileri, kolonilerindeki köle sahipliğine son verecek bir İngiliz mandasından yana kaygı içerisindeydiler.”
Her yıl 4 Temmuz'da kutlanan “özgürlük” işte bu tip bir özgürlüktür. Douglass 4 Temmuz “bayramının” ortaya çıkardığı tezatlığa işaretle: “Amerikan kölesi için sizin 4 Temmuz'unuz nedir? Ben söyleyeyim. Yılın diğer tüm günlerinden daha fazla bir biçimde apaçık adaletsizlik ve değişmez kurbanı oldukları gaddarlık. Onlar için sizin kutlamalarınız bir yapmacıklık: Övündüğünüz özgürlük; mel'un bir ruhsat, ulusal azametiniz; şişirme bir caka, sevinç nidalarınız; kof ve kalpsiz, tiranlara yönelik suçlamalarınız; pirinç levhaya kazıdığınız bir hayâsızlık, özgürlük ve eşitlik haykırışlarınız; kötü bir taklit, tüm dua ve ilahileriniz, şükürleriniz, tüm dini tören ve kutlamalarınızla birlikte onlara göre safi gösteriş, aldatmaca, putperestlik ve ikiyüzlülük, vahşi bir ulusun utancını örteceği umulan ince bir tül. Şu anda dünyada Birleşik Devletler halkından daha iğrenç ve daha kanlı bir suç pratiğine sahip başka halk yoktur.” şeklinde konuştu.
Douglass'ın Amerikan hayat tarzına yönelik suç isnatları geçerliliğini koruyor. ABD emperyalizminin şirket medyası ve eğitim sisteminin amansız dezenformasyon savaşına rağmen, ezilenlerin hâlihazırdaki durumu, Douglass'ın konuşmasını yaptığı tarihtekinden çok daha berbat. ABD'nin Kara Amerika'sı ve yerli halklar, yeni-kölelik sistemi devletinde ikamet etmekteler.
Yerliler, Başkan Obama'nın boru hattı saldırılarına karşı kendilerine ayrılmış zorunlu ikamet bölgelerinde, soykırımsal dışlanmaya maruz oldukları halde, hayatta kalma savaşı verirken, Kara Amerika'nın büyük kısmı; polis-devlet terörü, kitlesel olarak hapse atmalar, ekonomik ve sosyal ölüm gibi kolonyal realitelerle yaşıyor.
Çoğunluğu Chicano'lardan müteşekkil kayıt dışı göçmenlerin iş gücü muazzam derecede sömürülmektedir ve rekor sayıdakileri de Obama yönetimi tarafından sınır dışı edilmiştir. ABD emperyalizminin içeriden manzarası tanım olarak, Douglass'ın 4 Temmuz analizinden ilhamla, en ileri mertebe Anglosakson göçmen kolonyalizmidir.
ABD göçmen devleti, şu anda tüm dünyada milyarlarca insanın sefaletini ve sömürülmesini temin eden bir emperyalisttir. ABD'nin dünya genelinde yaklaşık 1000 askeri üssü var ve gizli/aşikâr askeri operasyonlara yılda trilyonlarca dolar harcıyor. Mevcut şirket medyası, Irak Devleti'ni terörist isyancılardan “korumak” için Irak'ın yeniden işgaline odaklanmış durumda.
ABD'nin Irak'ı işgali esnasında hayatını kaybeden 1,6 milyon Iraklıyı görmezden geliyorlar. Irak'a “istikrar” getirme emperyalist retoriği, ABD askeri-istihbarat aparatının IŞİD'i ve aralarında müttefik milletler Ürdün, Suudi Arabistan gibi Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki ülkelerle geri kalan Körfez İşbirliği Teşkilatı üyesi ve NATO müttefiki ülkelerdeki diğer tüm terör gruplarının sponsorluğunu yaptığı gerçeğini kabul etmekten kaçınıyor.
ABD emperyalizmi, gerek neo-kolonyal müttefiklerini militarize etmek, gerekse Libya'da ve şu anda yeniden Irak'ta olduğu gibi, aleni işgali haklı göstermek için “insani müdahale” nakletmek suretiyle dünyayı yakıp yıkıyor.
Siyasi istikrarsızlık ve ekonomik bağımlılık şartları altında yaşamaya zorlanan ABD emperyalizminin kurbanları açısından 4 Temmuz, Douglass'ın konuşmasında beliğ biçimde ifade ettiği gibi aslında bir “maskaralık” ve bir çeşit “safi gösteriş, aldatmaca, dalavere”dir.
“Kara Amerika'nın büyük kısmı; polis-devlet terörü, kitlesel olarak hapse atmalar, ekonomik ve sosyal ölüm gibi kolonyal realitelerle yaşıyor.”
Obama döneminde ABD emperyalizmi, insanlığa saygısızlığı konusunda sözünü hiç sakınmamaktaydı. 2010'da Başkan Obama, “avcı dron” gibi Jonas Brothers'ı öldüreceğine dair bir şaka yaparak yönetiminin dron saldırıları sonucu katlettiği binlerce insanla alay etmişti. Obama yönetiminin sol kanat emperyal politikaları, emperyalizm ve kolektif yağmayla siyah karşıtı ırkçılık (Bkz. Obama'nın 2013 Marehouse mezuniyet konuşması) ve faşist nasyonalizmi (Bkz. Obama'nın 2014 West Point diploma töreni konuşması) markalaştırmıştır.
Öte yandan Hillary Clinton, CNN'deki “çocuklarınızın sınırı geçmiş olması burada kalacakları anlamına gelmiyor.” şeklindeki beyanıyla ana-akım politik söylemde isim yapmış oldu. Bu cevap, binlerce çocuğun Meksika sınırından Orta Amerika'ya geçişiyle artan göçe ilişkin olarak kendisine yöneltilen sorunun ardından geldi.
Emperyalizmin mimarları, gayrimeşru sistemlerini ve buna ilaveten 4 Temmuz'un ortaya koyduğu sahtekârlığı teşhir ediyorlar. İmtiyazlı sınıfın yüksek sesli ve aşikâr merhametsizliği, hem ABD emperyalizminin çöküşünün hem de böyle bir gaddarlığı cezasız bırakan ABD'deki sol güçlerin buhranının işaretidir.
Frederick Douglass'ın meşrebine göre bu 4 Temmuz, bir kutlama değil sol siyasi güçler için ağır bir kınama merasimi olmalıdır. Hakikatte “Amerikan Bağımsızlığı” ne anlama geliyor? ABD emperyalizminin milletleri istikrarsızlaştırma, milyonları katletme ve dünyayı kendi ekonomik ve politik nüfuz küresi olmaya zorlama özgürlüğü anlamına mı geliyor?
Çoğunluğu siyahlar olmak üzere yüksek miktarda insanı hapse tıkma özgürlüğü mü? “Özgürlük”, Amerikan emperyalist nizamının, yerlileri ve Kara Amerika'yı yüzyıllar sürecek bir kolonizasyona tabi tutmak olarak mı tanımlanıyor? Tüm bu soruların cevabı “Evet”tir. Hile ustaları, 4 Temmuz bayramının temsil ettiği emperyalizme son veremez, vermeyecek. Bunu sadece biz yapabiliriz. Bu saçma bayramı kutlamaya çıkmak yerine, gelin halklarımızı ABD emperyalist sisteminden azade kılma yolunda örgütleyelim.
Global Research / 3 Temmuz 2019 çeviren: Kemal Küçük
SOLİTİRAZ.COM