27 Aralık 2024 Cuma

Devrimci Yön

Afrin’in beklenenden hızlı düşmesinin nedenleri

Afrin’in beklenenden hızlı düşmesinin nedenleri
20 Mart
00:00 2018

Sağ çizgide yayın yapan suriyegundemi.com'daki değerlendirmeyi değişik bir bakış açısı olması nedeniyle solitiraz.com okurları için yayınlıyoruz.


20 Ocak 2018 tarihinde başlayan Zeytin Dalı Harekatı’nın belirli bir aşamadan sonra hızlandığı ve PKK/YPG militanların Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’na direnç gösteremediği görüldü. Harekatın ikinci ayında hergün on ve onun üzerinde köy ve kasaba ele geçirilirken, hızlı ilerleyişinin sebebi tartışılmaya başlanıldı. Son olarak Afrin şehir merkezinin 18 Mart sabahı, birkaç saatlik çatışma sonucu TSK ve Suriyeli muhaliflerce ele geçirildi.

Hârekatın ilk ayındaki yavaş ilerleyişinin aksine, ikinci ayda ilerleyişin hızlanması ve PKK/YPG’nin karşılık verememesinin birçok sebebi bulunmaktadır. Yerel halkın YPG’yi desteklememesi ve YPG’nin askeri kabiliyetinin medyadaki algıya karşın çok düşük olması gibi sebepler bulunsa da harekatın ikinci ayında hızlanmasının temel sebebi TSK’nın Zeytin Dalı Harekatı’nın ilk ayında izlediği stratejidir.

TSK ve Suriyeli muhaliflerin YPG’ye karşı stratejisi

Zeytin Dalı Harekatı ilk haftası sona ererken, TSK ve Türkiye destekli Suriyeli muhaliflerin Afrin’de izlediği strateji daha belirgin hale geldi. TSK ve Suriyeli muhaliflerin Afrin’de YPG’yi yıpratmaya yönelik bir strateji izlediği görülmüştür. Hârekatın ilk haftasından itibaren TSK’nın birincil hedefi olarak dağlık arazideki tepeler ve hakim mevzilerin olduğu anlaşılmıştır. Yoğun ateş desteği ile ilerleyen TSK ve Suriyeli muhalifler, 7 ayrı cepheden Afrin bölgesine giriş yaptı. Diğer yandan arazi ve hava şartlarını kullanarak asimetrik savaş tekniklerikullanmaya çalışan YPG teröristleri,  hendek ve tüneller içerisinden karşı koymaya çalışmıştır.

Hakim tepeler

Zeytin Dalı Harekatı kapsamında birçok analistin beklentisinin aksine, TSK ve Suriyeli muhalifler YPG’nin en güçlü olduğu noktadan saldırmayı tercih etmiştir. Özellikle Tel Rifaat ve Minnag Askeri Havaalanı’ndan operasyonun başlaması beklenirken, TSK ve Suriyeli muhalifler Türkiye sınırı üzerinden YPG’nin kontrolünde bulunan dağlık bölgeleri hedef olarak belirlemiştir. Yoğun hava ve topçu desteği ile başlayan harekat, Afrin bölgesindeki hakim tepeleri ele geçirmeyi hedeflemiştir. Kuzeyden Balbül nihayesinin güneyindeki Cubayli dağı ve güneydoğusundaki Şeyh dağı; Kuzeybatıdan Raco nihayesinin kuzeyi ve güneyindeki dağlar; Güneybatıdan Şeyh Hadid etrafındaki dağlar; Azez’in yanıbaşındaki Bursaya dağı TSK ve Suriyeli muhaliflerin ilk hedefleri olarak belirlenmiştir.

Hakim tepeleri ele geçirmek, Afrin’in coğrafi şartları gözönünde bulundurulduğunda askeri anlamda oldukça zor olmasına karşın, Zeytin Dalı Harekatın ileriki aşamalarını kolaylaştırmıştır. Hakim tepelerin ele geçirilmesi sonrasında, YPG militanları coğrafi üstünlüğü kaybetmiş ve Zeytin Dalı Harekatı hızlanmıştır. TSK ve Suriyeli muhalifleri hakim tepeleri ele geçirmediği senaryoda, YPG zaman içerisinde dağlara doğru geri çekilip, uzun soluklu gerilla taktiğine dayanan mücadele verebilme imkanına sahip olacaktı. Güdülen strateji sonucunda YPG’nin geri çekilen unsurları daha uygun coğrafi şartlarda imha edilebilmiştir.

Yıpratma stratejisi

TSK’nın hakim tepeleri ele geçirmeye yönelik stratejisinde dikkat çeken unsur, YPG’yi yıpratmaya yönelik atılan adımlar oldu. Zeytin Dalı Harekatı’ın ilk safhalarında hazırlıklı olan YPG unsurlarını yormayı amaçlayan yıpratma stratejisi, sevkiyat sorunu olmayan ve ateş gücü üstün olan orduları gayri nizami milislere karşı üstün kılmaktadır. Yıpratma stratejisi kapsamında TSK ilk 5 günde 131 hava saldırısı gerçekleştirmiştir. TSK’nın açıklamasına göre toplam 251 hedef imha edilmiştir. Ayrıca ATAK helikopterleri ve SİHA’lar da kullanılmıştır. YPG militanların neredeyse 4 bin kayıp vermeleri TSK’nın yıpratma stratejisinin doğal sonucudur.

TSK’nın uyguladığı yıpratma stratejisi birçok noktada görülmüştür. YPG unsurların savunma hatlarında çıkmalarını sağlayarak hedef haline getirilmiştir. Taktiksel geri çekilmeler sonucu YPG militanları yıpratılmıştır. 7 ayrı cepheden 7 ayrı köprü başı oluşturan TSK ve Suriyeli muhalifler, YPG’yi alan savunması yapmaya zorlayarak en büyük avantajlarını elinden almıştır. Aynı anda 7 ayrı bölgede çatışmak zorunda kalan YPG, zamanla yorulmaya başlamış ve mühimmat tedariği sorunu yaşamıştır.

Afrin bölgesindeki YPG unsurlarına karşı yoğun hava ve kara bombardımanı, zamanla YPG unsurlarını ve savunma hatlarını yıpratmıştır. TSK’nın yıpratma stratejisi sonucunda, Rusya’nın coğrafi olarak benzer özelliklere sahip Lazkiye’deki stratejisinin aksine en az sivil kayıp ile Zeytin Dalı Harekatı’nı başarıyla sonuçlanmasına imkan tanımıştır. Bilindiği üzere, Rusya Lazkiye bölgesinde, Çeçenistan’da uyguladığı ‘scorched earth’ stratejisini uygulamıştır. Strateji kapsamında hedef gözetmeksizin gerçekleştirdiği bombardıman sonucunda bölgedeki sivil nüfus ya hayatını kaybetmiş veya evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Türkiye’nin sivil kayıp hassasiyeti dolayısıyla Afrin için yıpratma stratejisinin uygun olduğu görülmektedir. YPG’yi alan savunmasına zorlayarak cephe hattında imha edilmesi sonucunda yıpranan YPG militanları zamanla karşı koyamamış ve savunma hatları çökmüştür.

YPG’nin stratejisi

 Asimetrik savaş tekniklerini ve hibrit yöntemlerini kullanmayı hedefleyen PKK/YPG, TSK ve Suriyeli muhaliflere karşı coğrafi şartları kullanmaya çalışmıştır. Senelerdir Afrin bölgesinde kazılan tüneller, hendekler ve kurulan savunma hatları ile TSK ve Suriyeli muhaliflerin ilerlemesini engellemeye çalışmışlardır. Dağı tırmanan TSK ve Suriyeli muhaliflere saldıran YPG militanları, hakim tepelerden ateş açmıştır. Bölgedeki coğrafyayı bilen YPG unsurları zaman zaman TSK ve Suriyeli muhaliflere baskın vermeye çalışmıştır. Baskınlar sonucu TSK ve Suriyeli muhaliflere kayıp verdirmeye çalışan YPG militanları, TSK’nın ateş üstünlüğü sonucunda genellikle geri çekilmek durumunda kalmıştır.

YPG’nin TSK ve Suriyeli muhaliflere karşı ayrıca birçok tuzaklama uygulamıştır. Arazide birçok EYP (el yapımı patlayıcı) yerleştiren YPG, bir yandan TSK ve Suriyeli muhaliflerin ilerlemesini yavaşlatmak, diğer yandan mümkün olduğunca çok kayıp verdirmeye çalışmıştır. Türkiye’deki hendek operasyonları ve Fırat Kalkanı Harekatı’nda EYP’lere karşı tecrübe kazanan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriyeli muhalifler, EYP yerleştirilmiş zor arazi şartlarında ilerlemiştir.

Bölgedeki zeytin ağaçları, ormanlık alanları ve dağlık araziyi kullanan YPG militanları, ABD’den aldıkları keskin nişancı eğitim sonrasında TSK ve Suriyeli muhalifleri hedef almaya çalışmıştır. Arazide nispeten açık hedef olan öncübirlik Suriyeli muhalifler özellikle keskin nişancılar tarafından zorlanmıştır. Ateş desteği ile tespit edilen YPG militanları itlaf edilmiştir. TSK ise elindeki üstün imkanlar sayesinde keskin nişancı mevzisini imha ederek ilerlemenin önünü açmıştır.

Beklenildiği üzere YPG Afrin bölgesinde TSK ve Suriyeli muhaliflere karşı birçok güdümlü anti-tank füzesi kullanmıştır. Kullanılan ATGM’lerin genellikle Konkurs olması YPG’nin bu silah sistemlerini dışarıdan tedarik ettiğini ve muhtemelen İran destekli Nubbl ve Zahra’da bulunan milislerden aldığı yada ABD tarafından YPG’ye verilen ATGM’lerin Menbiç’ten rejim bölgesi üzerinden Afrin’e ulaştırdığı göstermektedir. Nitekim Afrin şehir merkezine doğru giden yolların TSK ve Suriyeli muhaliflerce ele geçirilmesi üzerine, YPG’nin Afrin bölgesindeki ATGM kullanımının zamanla azaldığı görülmüştür.[1]

YPG’nin yerel halkı sivil kalkan olarak kullanması TSK ve Suriyeli muhalifler açısından en zorlayıcı etken olmuştur.[2] Sivil kayıplara karşı hassas olan TSK ve Suriyeli muhalifler, YPG’nin sivilleri kalkan olarak kullanmasından dolayı zorlanmıştır. Sivil hassasiyet dolayısıyla, TSK ve Suriyeli muhalifler kendi saflarındaki muhtemel kayıpları göze alıp YPG militanlarına karşı ilerlemiştir.

Genel olarak TSK ve Suriyeli muhalifler, Zeytin Dalı Harekatın’da izledikleri stratejinin YPG’nin bölgedeki militanlarını tam anlamıyla imha etmeye yönelik olduğu görülmüştür. Fırat Kalkanı Harekatın’daki süpürme operasyonunun aksine, Zeytin Dalı Harekatı’nın temizlik operasyonu olduğu görülmüştür. Yıpratma stratejisi ile hakim tepeleri ele geçiren TSK ve Suriyeli muhalifler, zamanla sahadaki kazanımlarını daha hızlı artırmıştır. YPG’yi alan savunmasına zorlayan TSK ve Suriyeli muhalifler, böylelikle YPG’ye olabildiğince çok kayıp verdirmiştir.

suriyegundemi.com'da Ömer Özkızılcık'ın yazısının tümünü okumak için...

 

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz