Bayramdır 1 Mayıs / Ünsal Çankaya
"Kuşların Vurulduğu Zamandır Şimdi" diyor şarkı… Ne bayramı diyor… Kimin bayramı diyor…
Bir kadın. 77 Yaşında. Emek ve dayanışma günü deyip, o yaşında insanlarla dayanışmaya, bayram sevinci yaşamaya çıkmıştı evinden...Bayram kutlamaya diye çıkıp hastanelik olmaya değil.
1 Mayıs Bayramdır çünkü.
Bu ülkenin emeğin bayramını bayram olarak tarihsel sahiplenmesi dışında resmi bayramdır. Bu iktidar kabul etmiştir kanun ile. Demiştir ki artık bayram resmi... Resmen kutlayabilirsiniz, çekinmeden, sakınmadan... Öleceğiz, öldürüleceğiz diye korkmadan bayram yapın bugün, ne dünyadaki Kanlı Pazar ne 1977 yılı o karanlık 1 Mayıs'ı yinelenemez artık, gönlünüz rahat olsun demiştir Kanun ile.
"2008 Nisan’ında 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasayla da 1 Mayıs günü Resmî Tatil ilan edilmiştir. "
Sayıştay bir hesap mahkemesidir diye bilirdik, Yüksek Mahkeme niteliği 19.12. 2010 tarihinde 832 Sayılı bu eski Sayıştay Kanunu iptal ile 6085 Sayıştay Kanunu yine bu iktidar tarafından kabul edilmiştir.
O kurumda çalışanlar 65 yaşından önce istekleri olmazsa emekli edilemez ve meslek mensupları 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümleri gerektiğinde kapsayan özlük hakkında Hâkim sayılır. Bu konuda Sayıştay Kanunu madde 63 der ki; (1) Aylık, ödenek, mali, sosyal, emeklilik ve diğer hakları ile teminatları bakımından;
a) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeleri, sırasıyla Yargıtay Birinci Başkanı, daire başkanları ve üyeleri,
b) Yukarıdakiler dışında kalan Sayıştay meslek mensupları kıdem, sınıf ve derecelerindeki birinci sınıf, birinci sınıfaayrılmış, ikinci sınıf ve üçüncü sınıf hâkim ve savcılar,hakkındaki hükümlere tabidir. Ek göstergelere ilişkin olarak birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar için aranan
“Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine seçilme hakkını kaybetmemiş olmak” şartı Sayıştay denetçileri için “birinci sınıfa ayrılmaniteliklerini kaybetmemiş olmak” şeklinde uygulanır..."
Başkentin göbeği sayılacak yerde, bayram kutlamaya, emek için dayanışmaya çıkan insanlara kolaylık gösterilecek yerde kanun uyarınca, engeller çıkarılmış, yetmemiş gibi üzerine memurlar şiddet kullanmıştır insanlara.
Medyada o kadar çok kullanıldı ki herkes biliyor emekli hâkimin adını ve fotoğrafın aslını.
O zalimliğe karşı suskun kalmanın insanlık için nasıl ayıp sayılacağını da biliyor küçük çocuklar bile…
Fotoğrafın aslını kullanıp, her gün içimiz ezilerek görmek ve göstermek istemedim. Çünkü beklentisi duygu sömürüsü değil, bu zalimliğin bu ülkenin kurum ve kuruluşlarınca görülüp-ayıplanması, asıl sorumluların ise hesap vermesidir yargı önünde…
Çünkü bu ülkede 77 Yaşında emekli bir Sayıştay Hâkimi kadın, bu iktidarın kendi döneminde kabul ettiği kanun ile " emek ve dayanışma" bayramını kutlamasını yapacakken devlet görevlilerince bu bayramın kendine zehredileceğini bilmiyordu.
İşte bu saf yurttaş bu saf inancından vurulmuştu, umudundan vurulmuştu, emeğin bayramının soldurulduğunu görmenin üzüntüsü yüzündeki her çizgiye sinmişti, işte o hüznü ve kırılan umudu çizgiyle simgeleyen bu değerli çizimi -çizene teşekkür ile- kullandım.
Böylece iktidarlar ve iktidar adına hareket ettiğini sanan devlet memurları bu simgeyi nakışlasın kalbine dedim, bir daha yapmamak için akılda tutsunlar diye. Olur da umut yerini bulur, hesap yerini tutar diye….
Böylece emeğe, hakka, adalete sadece sözde sahip değil özde sahip olmalı zihinler ki eylemleri de ona göre olsun, insanların gözüne yumruk indirmek yerine eline bir gül sunulsun bayram kutlayanlara bundan sonraki bayram kutlamasında dedim...
Yapanlar hiç utanmadı belki...
Umarım yargılanır bu zalimliği bu insana yapanlar, başka olaylarda gözlediğimiz gibi yargılanmalarına izin verir idareler, yine bir kısım olaylarda gözlediğimiz gibi kaçınmaz ve kaçırmaz yargının elinden...
Umut işte... Fakirin ekmeği...
Bayram için elimizde bir dilim ekmeğimiz var, alnımız açık başımız dik diyen benzer insanları simgeler bundan sonra bu görsel... Vurmayın bizi der yönetenlere… Vurmayın bizi!
Zülfü Livaneli'den dinliyorum... " Kuşların vurulduğu zamandır şimdi..." diyor...
İçim eziliyor... Ne küfür edebilirim yapana ne karşı şiddet kullanabilirim.
Doğama, insanlığıma aykırı bunlar.
Ayıplayabilirim ama. Çok ayıplarım hem de. Fena ayıplarım...
İnsan olan utanır.
İnsan ise...
İnsanın sözünü tüketenlere...
Bayramı zehir edenlere...
Yuh olsun!
Ünsal Çankaya
SOLİTİRAZ.COM