Bu insanlar demokrat diye gezdi: Cüneyt Özdemir'in Gülen'i övdüğü akıl almaz yazısı…
Yıllarca televizyonlarımızda, gazetelerimizde -daha doğrusu Aydın Doğan "medya"sında- bir numara şirin çocuk Cüneyt Özdemir 15.11.2011 tarihli Radikal gazetesindeki köşesinde Nuh Mete Yüksel'in kitabını eleştirirken Fethullah Gülen'i öven yazısını, ülkemizin yakın tarihinde halkımızın nasıl bir ihanet-sefalet sürecinden geçtiğini solitiraz okurlarına ve halkımıza ibret belgesi olarak sunuyoruz:
(...)
Nuh Mete Yüksel, DGM yıllarını ‘Fırtınalı Günler’ başlığı altında toplamış. Ama geçen zaman içinde yargı derelerinden çok sular akmış. Mesela TKP davasında yargıladığı Yalçın Küçük’ü bugün vatansever, ülkenin birliğini ve laik cumhuriyeti savunan bir kişi olarak görüyor Sayın Savcı. Yine yargıladığı İsmail Beşikçi’yi tarif ederken ‘söylediğinin arkasında duran, geri vitesi olmayan biri’ olarak tanımlıyor. Merve Kavakçı’nın evine gece yarısı yaptığı baskını anlatırken basına sitem ediyor. Olayların nasıl da basın tarafından abartıldığını yazıyor. (Pis basın!)
(…) Ancak en uzun bölümü Fethullah Gülen davasına ayırmış. 7 ile 10 milyon insanın takip ettiği bir hareketi ‘terör örgütü’ kapsamında açtığı dava ile nasıl yargıladığını anlatırken herhangi bir pişmanlık veya geri vites göremiyorsunuz. Fethullah Gülen’in bir şeriat devleti kuracağına inanmış, üstelik dünya çapındaki okullardan da cemaatin diyalog arayışından da rahatsız. Neyse ki açtığı bu davayı kaybetti. Yoksa şu anda 7 milyon insanımızı gözünü karartıp cezaevine tıkabilirdi.
Kitabın sayfalarında ilerlerken bir dönemin kudretli savcısının hayran veya arkadaş olduğu isimlere de denk geliyorsunuz. Mesela Hulki Cevizoğlu bunlardan bir tanesi. Alman vakıfları dosyasında H. Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programından bayağı bir faydalandığını anlıyoruz savcının. Bir diğer hayran olduğu isim Necip Hablemitoğlu. Onun da yazdığı bütün kitaplardan yararlandığı ortaya çıkıyor. Kitapta çok ilginç detaylardan biri de Necip Hablemitoğlu’nun ölümü ile ilgili. Nuh Mete Yüksel’e, Hablemitoğlu cinayetini kim haber veriyor dersiniz? Şu anda Ergenekon davasından tutuklu bulunan Ergün Poyraz. Savcıyı cebinden aradığına göre sıkı bir dostlukları olduğunu da anlıyorsunuz.
Bir dönemin DGM savcısının zihinsel yapısı karşısında dehşete düşmemek elde değil. Mesela kitapta bir bölümün başlığı aynen şöyle: ‘Türkiye’deki küreselleşmeci ya da işbirlikçi NGO’lar’. Bu bölümde İnsan Hakları Derneği, Muzlum-Der, TÜSİAD, kimi işadamları, kimi gazeteciler, çevreciler, hatta Alman vakıflarının tamamı yerden yere vuruluyor. Vurulmakla kalmıyor, davalar açılıyor; insanlar, kurumlar yargılanıyor. Savcımız bir Alman vakfı yöneticisinin hem Türk hem de Ermeni olmasına “Kökenini ortaya koymuştur” diyebilecek kadar pervasız! Yine kendi satırlarından anlıyoruz ki Hurşit Tolon Paşa’yı da çok sevip sayıyor. Savcının dava açmadığı neredeyse siyasi lider yok gibi... Ama tarihi düzeltmelere de yer veriyor. Mesela “Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma yaptım, tutuklama talep ettim ama dava açmadım. İdam talebinde bulunmadım” diyor. Ve kitapta tek özür kelimesini de bunun devamında görüyorsunuz. Başbakan Tayyip Erdoğan’a yönelik “Eğer benim bir yanlışım varsa özür dilerim” diyor.
Radikal gazetesindeki yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz…
SOLİTİRAZ.COM