Devrimci Yön

Gazeteci Celal Eren Çelik'in bir dizi "tweet"inde yazdığı bilgileri solitiraz.com okurlarına yararlı olur inancıyla yayınlıyoruz.

1-24 Haziran seçimlerinin hemen ardından CHP'de Kılıçdaroğlu için "istifa" sesleri yükselirken ve parti tabanı doğal lider olarak Muharrem İnce'yi görürken…

2- belki de bazı çevreler baskıya daha fazla dayanamayacağını öngördükleri Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifasını açıklamasını bekliyorlardı...

3-Ancak Kılıçdaroğlu seçim sonrası basın açıklaması ile bırakın istifa etmeyi başarılı olduklarını ve Muharrem İnce'nin "beklentinin altında kaldığını" söyleyerek istifaya hiç de niyeti olmadığını gösterdi...

4- Peki Kılıçdaroğlu neye güveniyordu da tabanın bunca tepkisine, ortada olan ve artık kronik hale gelmiş başarısızlıklarına karşı kendisinden istifa bekleyenlere adeta "Hodri meydan" diyor ve rest çekebiliyordu?

5-Hatırlarsanız İÇERİDEN FETHEDİLEN KALE: CHP flood serimizde KÜRESEL MERKEZ AKIL'ın Kılıçdaroğlu'ndan yavaş yavaş desteğini çektiğini belirtmiş, Kılıçdaroğlu'nun ise buna karşı yeni "uluslararası ittifaklar için arayışlara girdiğini" yazmıştık...

6-İşte şimdi sizler ile bu "yeni ittifaklar" için kilit isim olan Selin Sayek Böke'yi ve girift ve çarpıcı ilişkiler ağını paylaşacağız...

7-Kaleminizi kağıdınızı alın, başınız dönerken dağılmamak için bolca kafein depolayın benden söylemesi:)) Evet efendim sizler hazırsanız biz de hazırız, çayını kahvesini kapan gelsin. İşte başlıyoruz...

8-Şimdi filmi biraz geriye saracağız... Şubat 2018’e gelindiğinde ise Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre heyecanı yaşanmaktadır. Baykal-Sav ekibi“Derin Direnişin” son durumunu bu kurultayla görecek, direniş hattını bu kurultayla test edeceklerdir ve çalışmaya çoktan başlamışlardır.

9-Kısa süre içerisinde “Derin Direnişin” vitrin ismi Muharrem İnce arkasındaki Baykal-Sav desteği ile 2. kez Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı’na aday olmaktadır…

10-Kılıçdaroğlu ise 10 ARALIK-SODEV ittifakı ile gerçekleştirdiği müttefiklik sonrasında özellikle İstanbul’da İl Başkanlığını da almasının ardından genel delege yapısına hakim olmanın verdiği rahatlığı taşısa da+++

11- KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın kendisine verdiği desteğin gün be gün azaldığının farkındadır. Ve Kılıçdaroğlu, kendisinden çekilen bu desteğin yarattığı “güç boşluğunu” başka küresel güç odakları ile ittifaka giderek doldurma stratejisini benimsemiştir…

12-Şimdilik Şubat 2018’de gerçekleşen CHP kurultayına şöyle bir virgül koyalım geri dönmek üzere ve Kasım 2015’e doğru filmi biraz geriye saralım. 1 Kasım seçimleri yeni gerçekleşmiş ve AKP 7 Haziran seçimlerinde kaybettiği Meclis çoğunluğunu bu seçimler ile yeniden sağlamıştır…

13-İşte seçimlerden yaklaşık 1 ay sonra CHP’li bir bayan milletvekili Londra ve ABD’de bir dizi toplantıya katılmak için Türkiye’den ayrılıyordu… Kimdi bu isim? Selin Sayek Böke…

14-Kimdir peki bu siyasetteki kariyer basamaklarını 3’er 5’er hızla tırmanıp kısa sürede hem de İzmir gibi bir ilde en tepeden aday yapılarak Meclis’e sokulan Selin Sayek Böke? Biraz yakından inceleyelim isterseniz…

15-Selin Sayek Böke 24 Ağustos 1972 yılında Buffalo, New York’da dünyaya geliyor… Öğrenim hayatını TED Ankara Koleji, ardından ODTÜ Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlıyor. DUKE Üniversitesi’nde Yüksek Lisans ve Doktorasını yapıyor…

16-Ve geliyoruz Böke’nin üniversite hayatı sonrasına… Böke’yi Dünya Bankası’nda danışmanlık ve IMF Washington ofisinde uzmanlık görevlerinde görüyoruz… Ne zaman 2001-2003 yılları arasında…

17-İşte bu tarihlerde Selin Sayek Böke aynı zamanda Georgetown Unıversity’ de “konuk öğretim görevlisi” olarak ders veriyor… Bu Georgetown Universıty’i de bir kenara not edin daha sonra buraya da döneceğiz zira…

18-Daha sonra Böke’nin kariyerinde Bilkent Üniversitesi öğretim üyeliğini görmekteyiz. Ve 2014’te siyasete atılan Böke aynı yıl jet hızı ile CHP Parti Meclisi’ne seçiliyor ve 1 yıl sonra 2015 seçimlerinde aynı hızla İzmir’den milletvekili oluyor.

19-“E şimdi ne var bu hayat hikâyesinde?” derseniz emin olun biraz erken davranmış olursunuz…

21-Peki şimdi gelelim Böke’nin özellikle “Kemal Derviş ekolüne bağlanacağı” IMF ve Dünya Bankası’nda çalıştığı yıllara… Bundan sonrasını özellikle çok dikkatli hatta not alarak okumanızı öneriyoruz…

22-Yukarıda da belirttiğimiz gibi Selin Sayek Böke 2001-2003 yılları arasında adeta “paraşütle iner gibi” Dünya Bankası’nda “danışman” unvanı ile çalışmaya başlıyor.

23-Dünya Bankası’nda “Danışmanlık” yaptığı yıllarda Böke’nin yaşı henüz 29… Ve keza yine 30’lu yaşların hemen başında IMF’nin Washington Ofisi gibi kritik bir biriminde “uzman ekonomist” sıfatı ile çalışıyor…

24-Bununla da kalmıyor Böke, IMF ve Dünya Bankası’nda bu görevleri daha kariyerinin başında yürütürken Georgetown University’ de “KONUK ÖĞRETİM GÖREVLİSİ” olarak dersler vermeye başlıyor…

25-Allah nazardan saklasın, 29 yaşında Dünya Bankası’nda “danışman” –Hangi tecrübesine dayanılarak neyin danışıldığı bir büyük muamma-, 30-31 yaşında IMF’de “uzman”. Ve üstüne bir de öğretim görevlisi… Ve bunların hepsi daha öğrenimini henüz yeni tamamladıktan sonra oluyor…

26-Şimdi biz gelelim işin daha çarpıcı olan boyutlarına ve ilginç ilişkiler ağına… Selin Sayek Böke nerede “Konuk Öğretim Görevlisi” olarak ders vermekteydi? Georgetown University’de… Peki bu üniversitenin özelliği nedir? Söyleyelim efendim…

27-Bu üniversite Amerika Birleşik Devletleri için büyükelçi ve devlet adamı yetiştirmesi ile ünlüdür. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’nın kadrolarının büyük bölümü, pek çok büyükelçi ve vali bu okuldan mezundur.

28-Türkiye’deki “Mülkiye” gibi düşünülebilir bu Georgetown Üniversitesi… Ancak bu üniversitenin oldukça ilginç ve çarpıcı olan bir başka özelliği daha var… Üniversite bünyesinde Hristiyan Müslüman Anlayış Merkezi (CMCU) isimli bir “düşünce kuruluşunu” barındırıyor…

29-Bu bahsettiğimiz “düşünce kuruluşunun” asli ilgi alanı ise çok ilginçtir ki (!) “Ilımlı İslam”. Kuruluş bu konuda pek çok konferans düzenlemekte. Ve kuruluşun bu bağlamda “özel ilgi duyduğu” bir isim var: Fethullah Gülen!

30-Örneğin 26-27 Nisan 2001 toplantısının başlığı “Fethullah Gülen: The Man and His Movement” yani “Fethullah Gülen: Adam ve Eylemi”

31-Bu toplantıda Gülen’e ve “Hizmet Hareketine” (!) övgüler düzülüyor ve Fethullah Gülen Hareketi “Son 50 yılda gelişen İslami hareketler içerisinde kurumlaşan tek yapı” olarak nitelendiriliyor.

32-Yani bu “Gülen hayranı” toplantılar tesadüf bu ya (!) tam da Selin Sayek Böke’nin “Konuk Öğretim Görevlisi” olarak okulda bulunduğu dönemde yapılıyor.

33-Ayrıca daha da ilginç bir iddia var ki; o da Fethullah Gülen’in başta Georgetown University olmak üzere pek çok “stratejik” konumdaki üniversiteye çok ciddi miktarda kaynak aktardığı yönünde…

34-Bakın yazar Rachel-Sharon Krepsin bu konuda “Fethullah Gülen’in Büyük İhtirası” başlıklı makalesinde neler yazıyor:

35-+++“Fethullah Gülen Hareketi, “emrindeki” bütün örgütler ve üniversiteler –başta büyük para aktardığı Georgetown Üniversitesi olmak üzere, ABD ve Avrupa’da Gülen konferansı düzenliyor” (The Middle East Querterly,2009)

36-Bu arada söylemeden geçmeyelim Georgetown Üniversitesi’nin hazırladığı “Dünyanın En güçlü 500 Müslümanı” listesinde 5. sırada Erdoğan varken 13. sırada Gülen yer almakta. Listede bir isim daha dikkat çekiyor “Ekmeleddin İhsanoğlu”! Sene 2009…

37-Tabii şimdi bu “Gülen hayranı” düşünce kuruluşu CMCU’nun başkanına da bir göz atmamız gerek… Kimdir bu isim? John Lee Esposito… John Lee Esposito tam bir “Gülen Hayranı”… Tamamen “duygusal” olarak bağlanmış Gülen’e bu isim…

38-Gülen de Esposito’yu çok seviyor… Nasıl sevmesin ki? Fethullah Gülen’in ABD’den oturma izni almasında kendisine referans olan kişilerden bir tanesi de John Lee Esposito...

39- Diğer “referansları “ hatırlayacak olursak Abramowitz, Graham Fuller ve CIA Balkanlar uzmanı George Fides isimleri karşımıza çıkıyor…

40-Gülen’e bağlı Rumi Forum 2007 yılında bu Esposito’ya “ Barış ve Diyalog” ödülü takdim ediyor. Ve 2008 yılında Georgetown Üniversity’nin “Global Zorluklar Çağında İslam: Gülen Hareketinin Alternatif Perspektifleri” konulu konferansı düzenlediğini görüyoruz.

41-Düzenleyen kim? Tabii ki CMCU ve Başkanı John Lee Esposito!

42-Bu arada John Lee Esposito üst düzey FETÖ’cü olan İhsan Yılmaz ile birlikte bir de Fethullah Gülen’i övücü kitap yazıyor.

43-İşte Selin Sayek Böke, böyle bir üniversitede, böylesi Fethullah Gülen hayranı düşünce kuruluşlarının yoğun faaliyet gösterdiği ve bir “Gülen aşığı” diyebileceğimiz John Lee Esposito’nun başkanlığını 2000 yılından beri sürdürdüğü Hristiyan Müslüman Anlayış Merkezi’nin +++

44-+++aktif olarak programlar gerçekleştirdiği 2001-2003 yılları arasında “Konuk Öğretim Görevlisi”… Peki bu ilginç tesadüfler (!) burada bitiyor mu? Elbette hayır, lütfen okumaya devam ediniz…

45-Şimdi biz yeniden dönelim Selin Sayek Böke’nin 2015 seçimlerinin hemen ardından Londra ve ABD’de “bir dizi ziyaret” için yurt dışına seyahate çıkmasına… Selin Sayek Böke’nin daha başından yurt dışına yapacağı ziyaretlerin planlanması noktasında bir “tuhaflık” vardı.

46-Zira Cumhuriyet Halk Partisi ABD’de Washington’da ve Avrupa için Brüksel’de 2 temsilcilik kurmuştu. +++

47-. CHP’li isimler parti ile ilgili siyasal,ekonomik v.s ziyaretlerde bulunacakları zaman ziyaret ABD’ye ise Washington, Avrupa ülkelerine gerçekleşiyor ise Bürüksel temsilciliğine haber veriliyor ve bu temsilcilikler vasıtası ile gerekli organizasyonlar ayarlanıyordu.

48-Ancak dönemin CHP Washington temsilcisi olan Yurter Özcan’dan öğreniyoruz ki Böke’nin ziyaretinden bu temsilciliklerinin en ufak haberi yok…

49-“O zaman özel işleri için gitmiştir, hali ile de parti temsilciliğine haber vermemiştir” dediğinizi duyar gibi olsak da Selin Sayek Böke’yi ABD’de karşılayan ve kendisine eşlik eden isimleri görünce bunun hiç de öyle “özel” bir iş olmadığını anlayacaksınız.

50-Selin Sayek Böke ABD’de soluğu kimin yanında alıyor dersiniz? Kemal Derviş… Kemal Derviş ismini sizlere çok anlatmamıza zaten gerek yok…

51-+++KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın Türkiye için “Finansal ve Ekonomik Operasyonu” yönetmesi ve hatta siyaseten bir dizayn operasyonuna dahil olması için 2001 yılında “Kurtarıcı” olarak görevli biçimde Türkiye’ye gelmesini sağladığı ve +++

52-daha sonra DSP’ye gerçekleştirilen Emrehan Halıcı’nın tabiri ile “Uluslararası kundaklama operasyonunun” başrol oyuncularından birisi olan, merhum Başbakan Bülent Ecevit’in “En büyük siyasi hatam” dediği bir isim Kemal Derviş…

53-Derviş aynı zamanda KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın Avrupa kanadı operasyonlarını dizayn eden BİLDERBERG’in de üyesi ve katılımcısı… Kendisini 2002 ABD Chantilly ve 2004 İtalya-Stresa’da gerçekleştirilen BİLDERBERG toplantılarında görüyoruz…

54-Selin Sayek Böke, Derviş’i ziyaret ediyor ve uzun süren bir görüşme gerçekleştiriyor. Bu arada kendisi ile yakından ilgilenen bir isim var: CHP eski Milletvekili Aykan Erdemir…

55-Peki Aykan Erdemir’in özelliği ne? Erdemir sıradan bir “eski” milletvekili değil…

56-Erdemir, eski CIA Başkanı James Woolsey’in “Liderlik Konseyi Başkanlığını” yaptığı “The Foundation for Defence of Democracies” isimli Neo-Con / Cumhuriyetçi-Muhafazakar think-thank örgütünde “uzman” olarak görev yapıyor, analizler raporluyor…

57-Peki Böke’nin ABD’deki ilginç bağlantıları bitiyor mu? Hayır bitmiyor… Böke’ye yakından eşlik eden isim ise aslında başka ve yakından tanıdığımız bir isim… ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardione!

58-Evet Selin Sayek Böke Ricciardione tarafından eşlik edilerek ABD’de önemli bazı finans çevreleri ve senatörlerin bulunduğu çeşitli gruplar ile çeşitli görüşmeler gerçekleştiriyor.

59-Peki eski büyükelçi Ricciardione’nin özelliği ne? Kendisi büyükelçilikten emekli olduktan sonra 2014 Eylül ayı itibariyle NATO’ya en yakın “düşünce kuruluşu” olarak tanımlanan Atlantik Konseyi’nin Başkan Yardımcılığı görevine getiriliyor…

60-Peki hatırlayalım Kılçdaroğlu ile Ricciardione arasında bir bağ var mı? Bingo! Evet tarih yaprakları 22 Ekim 2013’ü gösterdiğinde Ricciardione ile Kılıçdaroğlu, Ankara Sheraton Otel’de “baş başa” tam 2,5 saat görüşmüşlerdi...

61-Bu görüşmeden parti yöneticilerinin dahi haberi olmamıştı ve Gürsel Tekin görüşmeyi +++

62-“Talep öyle geldi, o nedenle baş başa bir görüşme oldu, içeriğini bende bilmiyorum” sözleri ile açıklamaya çalışmış ama bu sözlerle aslında toplantının ne içeriğinden ne de böyle bir toplantı olacağından hiçbir parti yöneticisinin haberi olmadığını itiraf etmişti.

63-Peki bu “gizli görüşmeyi” ayarlayan isim kimdir? O isim Murat Özçelik… Kimdir peki bu Murat Özçelik?

64-Eski Özel Harp Kuvveleri Komutanı Cihat Akyol’un damadı. 1992 yılında Özal döneminde Çankaya’da görev yapmış bir isim. Abdullah Gül döneminde Murat Özçelik’i bu kez önce Irak’ta özel temsilci sonrasında ise Büyükelçi olarak görüyoruz.

65-Ergenekon soruşturmalarının en yoğun olduğu 2011 yılında ise Erdoğan bu ismi çok kritik bir göreve getiriyor: Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’na…

66-İşte bu Murat Özçelik Ricciardione-Kılıçdaroğlu görüşmesini “ayarladıktan” hemen sonra gerçekleşen CHP Kurultayında partili delegeler kendisini çizerek Parti Meclisi dışında bıraksa da, +++

67-PM’ye seçilen 2 ismin istifasının ardından “yedeklikten” asil üyeliğe geçiş yaparak CHP Parti Meclisi’nde yerini alıyor. Zaten öncesinde Kılıçdaroğlu arafından “Başdanışman” yapılmış durumda…

69-Ve Ricciardione ile Kılıçdaroğlu arasındaki yakın ilişkiye bir çarpıcı örnek daha… 17 Aralık 2013… Türkiye siyasal tarihine “17/25 Aralık Skandalı” olarak geçecek olan ve 4 bakanın isminin karıştığı büyük yolsuzluk operasyonu ile güne uyanmış durumda. Ortalık toz, duman…

70-Ve operasyonun başlamasından hemen 2 gün sonra ABD’nin o dönemki Ankara Büyükelçisi olan Ricciardione Kılıçdaroğlu’nu ABD Büyükelçiliği’nde öğlen yemeğine davet ediyor!

71-Daveti kabul eden Kılıçdaroğlu yemekte Ricciardione ile buluşuyor yanında ise eski Washington büyükelçilerinden Faruk Loğoğlu var. Görüşme sonrasında yapılan açıklama oldukça ilginç: “İki ismin özellikle Suriye konusunu konuştukları” belirtiliyor.

72-Türkiye’de yer yerinden oynuyor ama Ricciardione Kılıçdaroğlu ile Suriye meselesini konuşuyor… Gerçekten çok inandırıcı (!)

73-Şimdi sizlere bir soru soralım: Selin Sayek Böke ABD ve İngiltere’ye gerçekleştireceği bu gezilere sadece “sıradan” bir milletvekili olarak mı gidiyor? Bu ilişkiler ağı ve network neden ve nasıl kendisine sunuluyor, kendisine bu yakınlık nasıl gösteriliyor?

74-7 Haziran 2015 tarihinde Türkiye genel seçimleri tamamladıktan sonra Selin Sayek Böke de artık“Milletvekili” rozetini takıyor. Ancak Böke’nin asıl heyecanı farklı… Zira seçimlerden sadece 4 gün sonra Selin Sayek Böke’yi Meclis’te yani Ankara’da değil Avusturya’da görüyoruz…

75-Tarih: 11 Haziran 2015… Yer: Avusturya-Tirol Bölgesi, Telfs şehri Toplantı Yeri: Interalpen Otel

76-İşte BİLDERBERG 11-14 Haziran 2015 tarihleri arasında burada toplanıyor ve Selin Sayek Böke de artık bir BİLDERBERG katılımcısı ve kendisi toplantı da arzı endam etmekte…

77-Bakın bu toplantıya Selin Sayek Böke ile birlikte kimler katılıyor? ABD’nin IŞID’le Mücadele Küresel Koalisyon Özel Temsilcisi John Allen, Danimarka İstihbarat Servisi Direktörü Thomas Ahrenkiel, Avrupa Komisyonu eski Başkanı Jose Manuel Barosso, Shell CEO’su Ben van Beurden

78-+++Carnegie Uluslararası Barış Vakfı Başkanı William Burns,Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Benoit Coeure,AB Ticaret Komiseri Karel De Gucht, Hollanda Finans Bakanı Jeroen Dijsselbloem, +++

79-+++Axel Springer CEO’su Mathias Döpfner, Google Başkan Yardımcısı Regina Dugan, Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Siemens Başkanı ve CEO’su Joe Kaeser, ABD’li diplomat ve siyaset bilimci Henry Kissinger, Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen,+++

80-+++Belçika Başbakanı Charles Michel, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, NATO Genel Sekreteri Jens Soltenberg ve Finlandiya Finans Bakanı Alexander Stubb bu yıldızlar geçidindeki isimlerden sadece bazıları…

81-Türkiye’den de Böke ile birlikte rahmetli Mustafa Koç, gazeteci Nuray Mert,Twitter’ın avukatı Gönenç Gürkaynak ve gazeteci Soli Özel katılıyor…. Bir de kim dersiniz? İnce ile birlikte Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı en sık geçen isim:İlhan Kesici...

82-İşte zaten 2001 yılından beri“ilginç” ve “derin”ilişkiler ağının ortasında gördüğümüz Selin Sayek Böke artık 2015 yılı itibariyle KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın Avrupa’daki en üst düzey organizasyonu olan BİLDERBERG’in bir katılımcısı olarak bu ilişkiler ağını daha da derinleştiriyor,

83-+++ uluslar arası hale getiriyor ve adeta “kurumsallaştırıyor”...

84-Ve 11 Haziran 2015 tarihindeki BİLDERBERG toplantısına CHP Genel Başkan Yardımcısı sıfatı ile katılan Selin Sayek Böke’nin bundan 7 ay sonra (26 Ocak 2016) daha da parlatılacağı bir konuma, CHP Parti Sözcüsü konumuna geldiğini görüyoruz…

85-İşte bu anlattığımız ilişkiler ağına sahip Selin Sayek Böke ne oluyorsa oluyor ABD-İngiltere seyahatinden sonra bir anda hayatının telemine yerleşmiş olan “liberal bakış açısını” terk ediyor ve parti içerisinde daha solda,işçi emekçi haklarını savunan bir söylem geliştiriyor.

86-Sanırsınız ki Böke küresel kapitalizmin en büyük 2 kuruluşu olan IMF’de “uzmanlık”, Dünya Bankası’nda “danışmanlık” yapmamış,+++

88-Ve 16 Nisan referandumu sonrasında alınan yenilginin hemen ardından Selin Sayek Böke, Deniz Baykal, Muharrem İnce, Fikri Sağlar gibi isimler gibi Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na ağır eleştiriler getirerek partideki milletvekilliği hariç tüm görevlerinden istifa ediyor.

89-Bu arada gazeteler bir anda Selin Sayek Böke güzellemeleri ile dolup taşmaya başlıyor ve Böke “CHP’nin yeni Genel Başkan adayı” olarak lanse ediliyor. Aslında bu yeniş bir gelişme de değil hani…

90-Çok ilginç bir tarihte, 7 Haziran seçimlerinden hemen bir gün önce yani 6 Haziran 2015’te Dünya’ca ünlü The Economist Dergisi “Turkey’s elections-How big will the protest vote be” başlıklı makalede (sayfa 22) ,“Böke ‘nin liderliğini” konu alan bir yazı yayınlıyor…

91-Herkes artık Şubat ayının hemen başında yapılacak CHP kongresinde Selin Sayek Böke’den Genel Başkanlığa adaylığını koymasını bekliyor…

SOLİTİRAZ.COM