Yarın Avukatlar Günü! (Bu da Böylesine Bir Hiç) / Ünsal Çankaya
Yarın ülkemizde “Yurttaşı savunma” görevini silahsız yapan bir meslek grubunun kutlanası günü.
Hukukçular, özelinde de avukatlar günü.
Savunma adalet ihtiyacının en temel taşlarından.
Görevini yapabilmek için hukuk iklimindeki aksamaların olması ve onun bilgisi, becerisi ile hukuk içinde müdahaleye zorunlu olması gerek...
Herkes gönül huzuru içinde yaşıyorsa, uyuşmazlık yoksa, adalet kendiliğinden oluşmuş bir düzen halinde kanıksanmış ve kimse bu düzenin dışına çıkmıyorsa... Olmasa da olur bir meslek... Çünkü adalet terazisi dengede ise bahçesine çiçek dikmeyi özler o mesleği yapan insanlar... Karın doyuracak bir işten ziyadedir konumu, yorucu, yıpratıcıdır ve özen ister isteyerek yapandan.
Yargı sacayağı gibidir deriz, okulda ilk öğrendiğimiz ilkedir o.
İddia, savunma, karar. Her üç makam da işini geleceğinden kaygısız, layığı ile yapmalıdır.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI işte bu nedenle anayasal koruma altındadır.
İddia ve savunma taraftır, bir tarafın hakkını hukuk içinde arar.
Yargıç ise karar verendir, tarafsızdır, işin aslı, özü budur, o nedenle tarafsızlık anayasaya yazılmasa da zorunlu bir niteliğidir işin, yazılması fuzulidir, yazılıp bağımsızlığına el atılıyor, taraf tutmaya zorlanıyorsa siyaset tarafından anayasaya tarafsız ibaresi ekliyoruz diye övünmek abesle iştigalin ta kendisidir.
Bu ülkede bir ilin Cumhuriyet Başsavcısı "naklen" derdest edildi makam odasında... Sustu ve korktu halk.
Sürgün edildi insanlar "kumpas davalar" kuran tarikat ehlince... O insanlara zırhlı araçlar verip, "bu davaların savcısıyım" dedi siyasi iktidar...
Sonra "Aldandım" dedi... "Milletim beni affetsin!" dedi.
Allah Allah! Biz yıllardır söylüyoruz, bu nasıl aldanma dedik... Yargıdan geçmeden bir af olamaz dedik... Bizi dinleyen olmadı... Korkmuştu halk...
Şimdi... Elbet devlet tarikattan ayıklanmalı da... Devletin bir tarikatı içinden ayıklayıp, ötekilere göz kırpmadığından, yargının yer, yetki teminatlı dokunulmazlığını hiçe saymadığından emin olabilmeli halk.
Oysa öyle olmuyor...Olması için çabalayan hukuk insanlarına rağmen olmuyor... Çünkü siyaset hepsi birden olmak istiyor tüm güçlerin, hepsi birden olunca o sistemin adına "dikta" dendiğini de biliyor tüm dünyada.
Yargı içine sızan, üstelik fakülteyi kazanırken çalınmış sorularla ön alması sağlanan, mesleğe kabulde referansı o tarikat olanlara öncelik sağlayan, tüm köşeleri tutup yasaları tarikata yarayışlı tasarılar ile dizayn etmelerini sağlayan her bir sahte hâkim ve savcı elbet ayıklanmalı.
Yolu, yöntemi yasasında yazılı usul ile...
Her gün canından can harcayıp işini yapmaya çalışanların sırtına binen iş yükü o ayıklanan müritçiklerin kapladıkları yerdeki dosyalar da eklendiğinden on kata çıktı... O insanlar artık çıktıkları kürsü, kullandıkları yetki yasalara bağlı ve güvenceli olsun, siyasetin gölgesi düşmesin ister haklarında hüküm kuran idari makamlara...
Neyse...
Kutlanır mı, kutlarsam mutlu olur mu arkadaşlarım diye düşündüm önce...
Sonra ne düşünüyorsun diyen sanal dünyaya yine "HİÇ!" dedim...
Bugünlerde halimiz hep böyle...
Kutlanacak ne kaldı ki demeden... Hukuk ülkesi olacağımıza ilişkin umudumuz, onların varlığı ve emeği ile bu umudun gerçekleşeceğine inancımız ile...
Sayfa arkadaşım olan tüm avukatların 5 Nisan Avukatlar gününü kutluyorum.
Gebze, 4.4.2017. Ünsal Çankaya.
(4.4.2018 tarihinde not): Hiç!
Hiçbir şey değişmedi iyiye doğru.
Bu yıl da böyle... Değişen Anayasamızda yazılı olan hukuk ülkesi olduğumuz bilgimizin rivayete doğru evrilmesi, iyice...
Kutlu olsun yine de...Umudunu yitirmeyen, hukuk diyen, adalet diyen herkese ve dilden değil yürekten dileyenlere. Bir gün gerçekleşmesi ümidimizle.
SOLİTİRAZ.COM