27 Aralık 2024 Cuma

Devrimci Yön

ABD İkinci Dünya Savaşından sonra 20 milyon insan öldürdü...

ABD İkinci Dünya Savaşından sonra 20 milyon insan öldürdü...
13 Ocak
00:00 2018

 

ABD'nin İkinci dünya savaşından sonra öldürdüğü 20 milyona yakın insanın ait olduğu ülkeler bazında inceleyen ve kapsamlı bir kaynakça da veren James A. Lucas'ın Global Research'dan çevrilen  yazısının son bölümünü solitiraz okurları için yayınlıyoruz:

 

 

IRAK

 

A. Irak-İran Savaşı

 

İran-Irak Savaşı 1980 yılından 1988 yılına kadar devam etti ve Washington Post'a göre bu dönem içinde yaklaşık 105 bin Iraklı hayatını kaybetti. (1,2)

 

Eski bir Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi olan Howard Teicher'a göre ABD Iraklılara milyarlarca dolar kredi sağladı ve ülkeye, biyolojik maddeler dahil askeri teçhizatlar sağlamak gibi başka yardımlarda bulundu. Bu ani yardım artışı, İran savaşı kazanıyor ve Basra'ya ilerliyor gibi göründüğü sırada geldi. (1) ABD iki ülkenin de savaşın sonucunda zayıflamasına karşı değildi, ancak taraflardan birinin kazanması istiyor gibi görünmüyordu.

 

B: ABD-Irak Savaşı ve Irak'a karşı 1990'dan 2003'e kadar uygulanan yaptırımlar

 

Irak 2 Ağustos 1990 tarihinde Irak'ı işgal etti ve ABD buna yanıt olarak Irak'tan ülkeden çekilmesini istedi. Dört gün sonra ise BM uluslararası yaptırımlar getirdi.

 

Irak'ın ABD'nin Kuveyt işgaline karşı çıkmayacağına düşünmek için sebepleri vardı, zira ABD'nin Irak Büyükelçisi April Glaspie, Saddam Hüseyin'e, ABD'nin Irak'ın Kuveyt'le olan ihtilaflarında belli bir pozisyonunun olmadığını söylemişti. Bu yüzden yeşil ışık yakılmış oldu, ancak göründüğü kadarıyla bu bir tuzaktan fazlasıydı.  

 

Amerikan kamuoyunu Irak'a karşı bir saldırıyı desteklemek için harekete geçirmeyi amaçlayan halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olarak Kuveyt'in ABD büyükelçisinin kızı Kongre önünde, Irak askerlerinin Irak hastanelerinde küvözlerin fişini çektiği yönünde sahte tanıklık yaptı. (1) Bu, ABD'deki savaş çılgınlığını arttırdı.

 

ABD'nin hava saldırısı 17 Ocak 1991 tarihinde başladı ve 42 gün sürdü. 23 Şubat günü Başkan H.W. Bush, ABD'nin kara harekâtının başlaması emrini verdi. Saldırı, çok sayıda Irak askerinin gereksiz yere öldürüldüğü bir şekilde gerçekleşti. Yalnızca 150 Amerikan askeri personeli ölürken, Iraklıların can kaybı 200 bin civarındaydı.  Bazı Iraklılar Ölüm Otoyolu'nda acımasızca öldürüldü ve ülkeye ABD tarafından yaklaşık 400 ton seyreltilmiş uranyum bırakıldı. (2,3)

 

Daha ileride, yaralanmalardan kaynaklı ölümler, öldürülen siviller, Irak'ın su artıma tesislerinin hasar görmesi nedeniyle ölenler ve altyapı hasarının başka boyutları ve yaptırımlar nedeniyle hayatını kaybedenler oldu.

 

1995 yılında BM'ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü, BM tarafından Irak'a uygulanan yaptırımların 1990 yılından beri 560 binden fazla çocuğun ölümünün kaynağı olduğunu açıkladı. (5)

 

Leslie Stahl 1996 yılında 60 Dakika isimli TV programında ABD'nin BM Büyükelçisi Madeleine Albright'a “Yarım milyon çocuğun öldüğünü duyduk. Yani, Hiroşima'da ölenlerden daha fazla sayıda çocuk. Sizce buna değer mi?” diye sorduğunda, Albright'ın yanıtı “Bunun çok zor bir seçim olduğunu düşünüyorum, fakat bize göre buna değer” oldu. (4)

 

1999 yılında UNICEF, yaptırımların ve ABD'yle savaşın sonucu olarak her ay 5 bin çocuğun hayatını kaybettiğini bildirdi. (6)

 

Daha ileride Richard Garfield, 1990 yılından Mart 1998'e kadar beş yaş altı çocuklarda görülen ölüm sayısının 227 bin olduğu – önceki on yılın iki katı olduğu – değerlendirmesinde bulundu. Garfield, (kısmen başka bir çalışmanın sonucuna dayanarak) sayının 2000 yılında 350 bin olacağı öngörüsünde bulundu. (7)

 

Bununla birlikte Garfield'in çalışmasının sınırları bulunuyor. Rakamları, yaptırımların kalan üç yılı için güncellenmemiştir. Aynı zamanda savunmasız haldeki iki yaş grubu incelenmemiştir: beş yaşın üstündeki çocuklar ve yaşlılar.

 

Bu raporların hepsi, ABD'nin farkında olduğu kitlesel ölüm rakamlarının dikkate değer göstergeleriydi. Bu, Iraklılar arasında, kendi hükümetlerine karşı isyan etmeleri için yeterince acı ve dehşet yaratmayı amaçlayan bir stratejinin parçasıydı.

 

C: Irak-ABD savaşı 2003'te başladı ve sonlanmadı

 

Tıpkı Soğuk Savaş'ın bitmesinin ABD'yi 1991 yılında Irak'a saldırması için cesaretlendirmesi gibi, 11 Eylül 2001 saldırıları da ABD'nin Irak'ta halen devam eden savaşı başlatması için bir zemin oluşturmuştur. Her ne kadar bazı başka savaşlarda bizi aldatmak için kullanılan yalanları çok sonra öğrensek de, bizi bu savaşa sokmak için söylenenlerin aldatmacadan ibaret olduğu, neredeyse dile getirilir getirilmez bilinir hale gelmiştir. Nitekim Irak'ta kitle imha silahları yoktu, biz demokrasiyi yaymaya çalışmıyorduk ve Irak halkını bir diktatörden kurtarmaya da çalışmıyorduk.

 

Johns Hopkins araştırmacılarına göre şu anda Irak'a karşı yürüttüğümüz savaşın sonucunda Iraklıların toplam can kaybı 654 bindir ve bunun 600 bini şiddet eylemlerine atfedilmektedir. (1,2)

 

Bu ölümler ABD saldırısının sonucu olduğu için, liderlerimiz bu ölümlerin sorumluluğunu kabul etmelidir.

 

 

 

İSRAİL FİLİSNİTN SAVAŞI

 

İsrail ve Filistin arasındaki savaşta iki taraftan, ancak ağırlıklı olarak Filistinlilerden, toplam 100 bin ila 200 bin kişi hayatını kaybetmiştir. ABD geçmişten beri İsrail'in güçlü bir destekçisi olmuş, milyarlarca dolarlık yardım sağlamış ve İsrail'in nükleer silahlara sahip olmasını desteklemiştir. (1,2)

 

 

KUZEY GÜNEY KORE

 

Kore Savaşı 1950 yılında, Truman yönetimine göre 25 Haziran günü Kuzey Kore Güney Kore'yi işgal ettiği zaman başladı. Ancak o tarihten sonra, Kuzey Kore'nin saldırısının her iki tarafın da çok sayıda sınır ihlali yaptığı bir esnada geldiğini ileri süren başka bir açıklama ortaya çıktı. Güney Kore, Kuzey Kore'yle sınır çatışmalarını 1948 yılında başlatmıştı. Kuzey Kore hükümeti, 1949 yılı itibariyle Güney Kore ordusunun 2,617 silahlı ihlal gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Sovyetler Birliği'nin Kuzey Kore'ye Güney Kore'ye saldırma emrini verdiği iddiası bir mitti. (1,2)

 

ABD, müdahaleyi destekleyen bir BM kararı çıkmadan saldırıya başladı ve askeri güçlerimiz, napalm silahı kullanımını getirerek savaştaki kaosu arttırdı. (1)

 

Savaş esnasında Güney Korelilerden, Kuzey Korelilerden ve Çinlilerden hayatını kaybedenler oldu. Dört kaynağın verdiği ölüm rakamları 1.8 milyon ile 4.5 milyon arasında değişmektedir. (3,4,5,6) Başka bir kaynak ise toplam 4 milyon ölümden söz etmekte, ancak bu kişilerin hangi ülkeden olduğunu belirtmemektedir. (7)

 

ABD ordusunda görev yapmış olan ve Kore Barış Gazileri Komitesi Başkanı John H. Kim, bir makalesinde Kore Savaşı esnasında şunların olduğunu yazdı: “ABD Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri, Kore genelindeki pek çok yerde yaklaşık 3 milyon sivilin – hem Güney hem de Kuzey Koreli – öldürülmesine doğrudan dahil oldu… ABD'nin Kore Savaşı esnasında 43 bin ton napalm bombası da dahil olmak üzere yaklaşık 650 bin ton bomba bıraktığı aktarıldı.” Bu toplamın hayatı kaybeden Çinlileri içermediği varsayılmaktadır.

 

Bir başka kaynak yaklaşık 500 bin Korelinin ölümünden söz etmektedir; muhtemelen bunlar yalnızca askeri kayıplardır. (8,9)

 

 

 

LAOS

 

1965-1973 yılları arasındaki Vietnam Savaşı sürecinde ABD, Laos'un üzerine iki milyon tondan fazla bomba attı: bu 2. Dünya Savaşı sırasında tarafların attığı toplam bombalardan fazlaydı. Nüfusun çeyreğinden fazlası mülteci haline geldi. Buna, Vietnam Savaşı'yla eş zamanlı olarak gerçekleşmesi nedeniyle daha ileride “gizli savaş” adı verildi, ancak basında epey az yer buldu. Yüz binlerce kişi öldürüldü. Bildiğim tek tahmini değerlendirmeyi yapan Branfman, ölü sayısını yüz binler olarak tanımlıyor. Bu, en az 200 bin kişinin ölümü olarak yorumlanabilir. (1,2,3)

 

ABD'nin Laos'a askeri müdahalesi aslında çok daha erken başlamıştı. 1950'lerde ABD, 1975 yılında iktidarı ele geçirecek olan solcu bir siyasi parti olan Pathet Lao'ya karşı 40 bin kişilik bir gücü istihdam ettiği zaman ülkede bir iç savaş başladı.  

 

Ayrıca bkz. Vietnam

 

 

 

NEPAL

 

1996 yılına ülkede bir iç savaşın patlak vermesinden bu yana 8 bin ila 12 bin arası Nepalli hayatnı kaybetti. Foreign Policy in Focus kuruluşuna göre ölü sayıları,  8,400 kadar Amerikan M-16 hafif makineli tüfeğinin (950 rpm) ve ABD'li danışmanların gelişiyle keskin bir artış gösterdi. Nepal yüzde 85 oranında kırsal bir ülkedir ve toprak reformuna çok ihtiyaç duyulmaktadır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, %42'si yoksulluk seviyesinin altında yaşamaktadır. (1,2)

 

2002 yılında, bir başka iç savaşın patlak vermesi sonrasında ABD Başkanı George W. Bush Kongre'den, Nepal hükümetine 20 milyon dolarlık askeri yardım yapılmasına izin veren bir tasarıyı geçirdi. (3)

 

 

 

NİKARAGUA

 

1981 yılında Nikaragua'da Sandinistler Somoza hükümetini devirdi (1) ve 1990 yılına kadar Sandinist hükümet ile Somoza'nın ulusal hükümetinin kalıntılarından oluşturulan Kontra isyancıları arasındaki silahlı çatışmalarda yaklaşık 25 bin Nikaragualı hayatını kaybetti. 1984 yılında, Kontralar tarafından suikast kitapçıkları kullanıldığı ortaya çıktı. (2,3)

 

ABD, devrik hükümeti, Kontralara (anti-komünist gerillalara) Kasım 1981'den itibaren örtülü askeri yardım sağlayarak destekledi. Ancak Kongre, CIA'in Kongre'yi bilgilendirmeden Nikaragua'daki sabotaj eylemlerini desteklediğini fark ettiği zaman, 1983 yılında, CIA, Savunma Bakanlığı veya herhangi bir hükümet kuruluşunun daha fazla örtülü askeri yardım sağlamasını yasaklayan Boland Kanunu'nu çıkardı. (4)

 

Ancak bu yasağın etrafından dolanmanın yolları bulundu. Açıkça yasa kapsamına girmeyen Ulusal Güvenlik Konseyi, Kontralar için özel ve dış fonlar topladı. İlave olarak, İran'a silah satışlarının yapılmasıyla davalar, Sandinist hükümet karşıtı isyanın içinde yer alan Kontralara yapılan satışlardan uzaklaştırıldı. (5) En sonunda Sandinistler 1990 yılında, yönetimdeki değişimin Kontralara destek vererek Nikaragua yurttaşlarının yoksulluğuna sebep olan ABD'yi teskin edeceğini düşünen seçmenlerin oyuyla hükümet konumunu kaybetti.

 

 

 

PAKİSTAN

 

 

1971 yılında, ABD destekli otoriter bir devlet olan Batı Pakistan, sert bir istilayla Doğu Pakistan'ı işgal etti. Savaş, 10 milyon mülteciyi kabul etmesi sonrasında ekonomisi tökezleyen Hindistan'ın Doğu Pakistan'ı (şimdiki Bangladeş) işgal etmesi ve Batı Pakistan güçlerini yenilgiye uğratması sonrasında son buldu. (1)

 

Kimilerinin Batı Pakistan tarafından gerçekleştirilen bir soykırım olarak tanımladığı bu acımasız savaş esnasında milyonlarca insan hayatını kaybetti. Batı Pakistan uzun zamandan beri ABD'nin müttefikiydi; ilk olarak, bütçesinin %80'ini askeri harcamalara ayıran ülkeye silahlı kuvvetlerini oluşturabilmesi için 411 milyon dolarlık yardım sağlanmıştı. Savaş sürecinde de Batı Pakistan'a 15 milyon dolarlık silahlar aktı. (2,3,4)

 

Üç kaynak bu süreçte 3 milyon kişinin öldüğü değerlendirmesinde bulunmakta (5,2,6), bir kaynak ise ölü rakamını tahmini 1,5 milyon olarak vermektedir. (3)

 

 

 

PANAMA

 

Aralık 1989'de ABD birlikleri, görünürde ülkenin devlet başkanı Manuel Noriega'yı tutuklamak için Panama'yı işgal etti. Bu, ABD'nin kendisinin dünyanın efendisi olarak gördüğünün ve istediği herkesi tutuklayabileceğini düşündüğünün bir örneğiydi. Noreiga bu tarihten önceki birkaç yıl boyunca CIA için çalışmış, ancak Nikaragua'daki Sandinistlere karşı olmadığı için gözden düşmüştü. (1) İşgal sürecinde 500 ila 4 bin arası insanın öldüğü tahmin edilmektedir. (2,3,4)

 

Paraguay: Bkz. Güney Amerika: Kondor Operasyonu

 

 

 

FİLİPİNLER

 

Filipinler yüz yıldan uzun süre boyunca ABD kontrolü altındaydı. Son 50-60 yılı içinde ABD, halkın refahı için çalışan grupların faaliyerlerini bastırmaya çalışan çeşitli Filipinler hükümetlerine finansman ve başka yardımlar sağladı. 1969 yılında ABD Kongresi'ndeki Symington Komitesi, bu ülkedeki isyan bastırma kampanyasına ne kadar askeri malzeme gönderildiğini açığa çıkardı. ABD Özel Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri bazı çatışma operasyonlarında aktifti. Başkan Fernando Marcos yönetimi altında infaz edilen ve kaybolan insanların sayısının 100 binin üstünde olduğu düşünülmektedir. (1,2)

 

Güney Amerika: Kondor Operasyonu

 

Bu, 6 despotik Güney Amerika hükümetinin (Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Paraguay ve Uruguay) siyasi muarızları hakkında bilgi paylaşmayı amaçlayan ortak operasyonuydu. Tahmini değerlendirmelere göre bu plan altında 13 bin kişi hayatını kaybetti. (1)

 

Plan, 25 Kasım 1975 tarihinde Şili'de, Amerikalar Arası Askeri İstihbarat Birleştirme Kanunu'nun çıkarılmasıyla hayata geçirildi. ABD büyükelçiliğinin siyasi görevlisi John Tipton'a göre CIA ve Şili Gizli Polisi birlikte çalışıyordu, ancak CIA bu işbirliğinin işlemesi için operasyonun planlamasına katılmadı. Aktarıldığına göre operasyon, 1983 yılında sona erdi. (2)

 

6 Mart 2001 tarihinde New York Times gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Kondor Operasyonu için iletişim kurulmasını kolaylaştıran, yakın zamanda gizli olmaktan çıkmış bir Dışişleri Bakanlığı raporunun bulunduğunu aktardı.  (3)

 

 

 

SUDAN

 

Sudan, bağımsızlığını kazandığı 1955 yılından bu yana geçen sürenin çoğunu iç savaş halinde geçirdi. 2003 yılına kadar yaklaşık 2 milyon kişi hayatını kaybetti. Darfur'daki ölüm rakamlarının bu toplamın parçası olup olmadığı bilinmiyor.

 

İnsan hakları grupları, ABD'nin politikalarının Hartum'daki merkezi hükümeti devirme çabalarına destek vermek suretiyle Sudan iç savaşının uzamasına yardım ettiğinden yakındılar. 1999 yılında dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Sudan Halk Kurtuluşu Ordusu lideriyle bir araya geldi. Grubun lideri görüşme sonrasında, Albright'ın kendisine, Mısır ve Libya'nın desteklediği barış planını reddetmesi halinde gıda yardımı yapmayı teklif ettiğini söyledi.

 

1978 yılında Sudan'ın engin petrol rezervlerine sahip olduğu keşfedildi ve iki yıl içinde ülke, ABD'den en fazla askeri yardım alan altıncı ülke haline geldi. Eğer ABD bir hükümetin iktidara gelmesine yardım ederse, o hükümetin kendini ABD'ye petrol pastasından pay vermek zorunda hissedeceğini varsaymak makul olacaktır.

 

Christian Aid isimli bir İngiliz grup, yabancı petrol şirketlerini, köylerin nüfustan arındırılmasında suç ortağı olmakla suçladı. Bu (Amerikalı olmayan) petrol şirketleri hükümetten koruma alıyor ve karşılığında hükümetlerin kendilerine ait uçuş pistlerini ve yolları kullanmasına izin veriyor.

 

Ağustos 1998'de ABD, Sudan'ın Hartum şehrini 75 seyir füzesiyle vurdu. Hükümetimiz, hedefin Usame bin Ladin'in sahip olduğu bir kimyasal silah fabrikası olduğunu söyledi. Gerçekte Bin Ladin artık fabrikanın sahibi değildi ve tesis de bu yoksul ülkeye ilaç arzı sağlayan yegane tesisti. Bombalama sonucunda, sıtma, tüberküloz ve başka hastalıkları tedavi edecek ilaçların bulunmaması nedeniyle on binlerce kişi ölebilirdi. ABD, fabrika sahibiyle anlaşma yoluna gitti. (1,2)

 

Uruguay: Bkz. Güney Amerika: Kondor Operasyonu

 

 

 

VİETNAM

 

Vietnam'da, on yıllar önce yapılan bir anlaşma doğrultusunda, Kuzey ve Güney Vietnam'ın birleşmesi için bir seçim yapılması gerekiyordu. ABD buna karşı çıktı ve Güney Vietnam'daki Diem hükümetini destekledi. Ağustos 1964'te CIA ve başkaları, Tonkin Körfezi'nde bir ABD gemisine düzenlenen düzmece bir Vietnam saldırısının imal edilmesine yardım etti ve bu, ABD'nin Vietnam'a daha fazla müdahale etmesi için bir bahane oldu. (1)

 

Bu savaş esnasında, Phoenix [Anka Kuşu] Operasyonu ismi verilen bir Amerikan suikast operasyonu Güney Vietnam halkını terörize etti. Savaş sürecinde, 1968 yılında My Lai köyünde halkın kitlesel kıyıma uğratılmasından da Amerikan askerleri sorumluydu.

 

1995 yılında Vietnam hükümeti tarafından yapılan bir açıklamaya göre, Vietnam Savaşı esnasında sivillerden ve askeri personelden hayatını kaybedenlerin sayısı 5.1 milyondu. (2)

 

Kamboçya ve Laos'taki ölümler 2.7 milyon dolayında olduğu için (Bkz. Kamboçya ve Laos), Vietnam Savaşı'ndaki toplam can kaybı 7.8 milyon olarak tahmin edilmektedir.

 

Hakikat Komisyonu savaştaki toplam can kaybını 5 milyon olarak vermekte (3), eski Savunma Bakanı Robert McNamara ise, New York Times dergisinde yer alan bilgilere göre hayatını kaybeden Vietnamlıların sayısının 3.4 milyon olduğunu söylemektedir. (4,5)

 

YUGOSLAVYA

 

Yugoslavya, birkaç cumhuriyetten oluşan bir sosyalist federasyondu. Soğuk Savaş sürecinde Sovyetler Birliği'yle yakın bağlar kurmayı reddettiğinden, ABD'den belli düzeyde destek aldı. Ancak Sovyetler Birliği çözüldüğü zaman Yugoslavya'nın ABD için faydalılığı sona erdi ve ABD ile Almanya, temel olarak bölüp fethetmeye dayanan bir süreç içinde ülkenin sosyalist ekonomisini kapitalist bir ekonomiye dönüştürmek için çalıştı. Yugoslavya'nın çeşitli parçaları arasında etnik ve dinsel farklılıklar vardı; bunlar ABD tarafından birden fazla çatışma yaratmak için kullanıldı ve sonuç, ülkenin parçalanması oldu.

 

1990'ların başlarından günümüz kadar Yugoslavya çok sayıda ülkeye bölünmüş, bu ülkelerin gelir seviyelerinin düşüklüğü ve CIA'in müsamahası, onları kapitalist ülkelerin elinde piyon haline getirmiştir. (1) Yugoslavya'nın parçalanmasına temel olarak ABD sebep olmuştur. (2)

 

Yugoslavya'daki iç savaşlardan bazılarındaki can kayıplarına dair değerlendirmelere şu şekildedir:

 

Bir kaynağa göre bütün savaşlardaki kayıplar: 107,000; (3,4)

 

Bosna ve Krayina: 250,000; (5) Bosna: 20,000 ila 30,000; (5) Hırvatistan: 15,000; (6) Kosova: 500 ila 5,000.

 

MEDYAŞAFAK'TAKİ ÇEVİRİNİN TAMAMINI VE KAYNAKÇAYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ..

 

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz