Esat yolcu Veliaht Prens Salman üç ay sonra Suud kralı mı?
Suud ülkesindeki kral değişikliği aynı zamanda ABD’nin İran operasyonu ile yakından bağlantılı. ABD bölgede taşlar yerine oturmadan İran’a yönelik bir harekâta geçmeyecek kadar bölge gerçeklerinden haberdar. Bugünlerde Trump yönetiminin Suriye’ye hava harekâtı hazırlıkları gündemde. Suriye rejiminin kimyasal silah kullanarak yüzlerce masum insanı katlettiğini ileri sürülerek yapılacak askeri müdahaleye uluslararası arenada yasal kılıf hazırlamaya uğraşılıyor. Fatura Esat rejimine çıkarıldığı için Rusya ve müttefikleri, Beşar Esat’ı yönetimden uzaklaştırarak ABD ve koalisyon güçlerinin Suriye’ye askeri müdahale gerekçesini boşa çıkarabilirler. Bu Rusya için hiç zor değil çünkü Beşar Esat, Suriye’nin kuzeybatısındaki Lazkiye’de bulunan Bassel El-Esed hava üssü (Hmeimim)’de kalıyor.
Görüntü vermek istediğinde Şam’a gidiyor. Bassel El-Esed hava üssünde 2 bin Rus personelin yanı sıra 32 uçak, 16 helikopter, 9 tank, 2 karadan havaya fırlatılan füze savunma sistemi var ve Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığının en önemli parçası.(1) Putin’de Suriye ziyaretinde bu askeri havaalanına inmiş ve Esat’la burada görüşmüştü. Görüntüleri hatırsanız Putin’le birlikte yürümek isteyen Esat, Rus generali tarafından kolundan geri çekilmişti. Ankara; Rusya’nın bu çözüm önerisine sıcak bakabilir. Sebep? Çünkü Esat’ın Şam yönetiminden uzaklaştırılması iç politikada kullanılabilecek değerli malzeme, adeta bulunmaz Hint kumaşı. Milyar dolar verilse böylesi bir fırsat bir daha ele geçmez. Türkiye’nin; İran’ın yayılmacı stratejisinden rahatsızlığını kullanmak isteyecek ABD’nin bölge ülkelerini İran politikasına göre dizayn edecek olması, Ankara’da ciddi bir tehdit algılanabilir. Ancak ABD’nin Ankara’da kendisine yakın isimlerle çalışmak istemesi mevcut iktidarı dış politikada makas değişikliğine yöneltebilir. Bunun ilk belirtisi kabine değişikliği olacaktır.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ilginç çıkışlar yaptı; ılımlı İslam’a geçmekten söz etti, bazı sosyal ve ekonomik ve idari reformlar gerçekleştirdi. Yolsuzlukla mücadele adı altında kendisine muhalif milyar dolarlara hükmeden Suudi hanedanına mensup prenslerin mal varlığına el koydu. Böylelikle 79 milyar doları bulan bütçe açığını kapatmanın yolunu buldu. Yolsuzluk operasyonuyla başlayan iktidar yürüyüşünün son adımı tahta geçmek. Veliaht Prensin yurt dışı gezilerine bu perspektiften bakılabilir. Muhammed bin Salman; ABD’den sonra Avrupa temaslarını sürdürüyor. ABD’de oldukça uzun süre kaldı.
Eski başkanlardan tutunda şirket ceolarına kadar görüşmediği kimse kalmadı. Ardından İngiltere’ye geçti ve Kraliçenin huzuruna çıktı. Birkaç gündür Fransa’da. ABD’de uzun süreli kalması dikkatimi çekmişti. Görücüye çıkmış genç kız gibi kendisini güç ve finans merkezlerinde göstermesinin beyhude bir çaba olmadığı kanaatindeydim. Çünkü babası oldukça yaşlı ve ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Suudi Arabistan Kral Selman, siyasi yetkilerini 32 yaşındaki oğlu Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a bırakmaya hazırlanıyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın tahta geçince İran’a yoğunlaşacağı biliniyor. İşte bu nedenle ABD, bir an önce tahta çıkmasından yana ve gerekli ortamı hazırlıyor. Kamuoyunda temasları ile karizması yükseltiliyor.
ABD ve Avrupa Ortadoğu ülkelerini sosyal medya üzerinden dönüştürüyor. MediaShift’ten Damian Radcliffe, Ocak 2017’de Ortadoğu’da sosyal ağ kullanımını incelediği raporunda; sosyal ağların sesli ve görüntülü arama özelliklerinin kritik faktörler olarak öne çıktığını belirtmişti. Rapora göre:
1- Facebook önde gelen sosyal ağ olmaya devam ediyor. Bölgenin genelinde Facebook 136 milyon aylık kullanıcıya sahip. Kullanıcıların %93’ü cep telefonundan Facebook’a erişiyor. Etkin aylık kullanıcı sayısı 2012’den bu yana üç kat arttı.
2- Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nden alınan bilgiye göre, Whatsapp bölgedeki en popüler doğrudan mesajlaşma hizmeti durumunda. İncelenen altı ülkedeki WhatsApp kullanıcılarının% 93’ü uygulamayı günlük olarak kullanıyor.
3- Yıllık ‘Arap Gençlik Araştırması’ kapsamındaki 16 ülkede, 18-24 yaşlarındaki genç Arapların % 62’si, WhatsApp’ı günlük olarak kullanmakta.
4- Instagram kullanımı hem Suudi Arabistan hem de BAE’de hızla artmaya devam ediyor, son iki yılda pek çok pazarda görülen büyümeyi rahatça aşıyor. İnternet nüfusu içinde Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Instagram kullanımı, 2014 yılında %38 iken 2016 yılında %60’a yükseldi. Suudi Arabistan’da %57’den %82’ye sıçradı. Araştırma ajansı Kantar TNS tarafından yayınlanan ‘Connected Life’ çalışmasına göre, küresel ortalama iki yıl önceki %24 oranından %42’ye yükseldi.
5- Snapchat’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde iki yıl içinde üç kat artarak daha hızlı büyüdüğü görülüyor. Suudi Arabistan’da 2014-16 arasında kullanım oranı %24’ten %74’e geldi. BAE’de ise bu oran %15’ten %53’e çıktı. Global ortalama ise %12’den %23’e yükseldi.
6- Mısır, Lübnan, Suudi Arabistan, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki internet kullanıcılarının (yalnızca vatandaşların) araştırmasına göre Instagram, Twitter’ı geçti. Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nden alınan veriler, bu piyasalarda Instagram kullanımının 2013-2016 yılları arasında %24 oranında arttığını gösteriyor. Bu arada, Twitter kullanıcılarının sayısı son bir yılda %12 düşüşle %17’ye geriledi. Ancak, mikro sosyal ağ, haber kullanımı için en popüler sosyal kanal olmaya devam ediyor.
7- Arap gençlerin yarısından fazlası (%52) Facebook’taki arkadaşlarıyla haber paylaşıyor. (yıllık artış %11) 18-24 yaşlarındaki genç Arapların yalnızca %17’si gazeteleri haber kaynağı olarak kullanıyor. 2011’de Arap gençlerin neredeyse üçte ikisi (% 62) gazeteleri haber alışkanlıklarının bir parçası olarak kullandığını iddia ediyordu.
8- YouTube, 500’den fazla ikonik Arap televizyon dizisi içeren Mosalsalat adlı yeni bir kanal açtı. Bu hub, bölgede üretilmiş 7000 saatten fazla içerik sunuyor. 1962 yılına kadar giden yapımlar, hem tür hem de ülke bazında aranabiliyor.
9- Mısır, Ürdün, Libya, Yemen ve Cezayir’deki kullanıcılar için YouTube mobil uygulaması üzerinde çevrimdışı bir görüntüleme modu da yaratıldı.
10- İnternet servisleri yıl boyunca geçici veya kalıcı olarak sınırlandırıldı. Türkiye’de popüler hizmetler Mart, Temmuz ve Kasım aylarında engellendi. Fas’ta Skype, Viber, Tango, WhatsApp ve Facebook Messenger hizmetlerini bloke edildi. Temmuz ayında BAE, VPN kullanımını yasaklayan yeni bir yasa çıkardı. Eylül 2016’da Suudi Arabistan, Line uygulamasını da engellenen hizmetler listesine ekledi.(2)
Eş-Şark El-Avsat yazarlarından Mişari Zeydi, Suudi Arabistan’da bu günlerde Suudi sosyal medya fenomenlerinin yasaklanmasını savunan yani twitter diliyle ‘Bloke edilmesini’ savunan bir kampanya yayıldığını veya yine twitter diliyle, ‘hashtag’ yayınlandığını gündem taşıdı. Ona göre; Kampanyanın ana sebebi bu fenomenlerin abesle iştigali, faydacılığı ve halkın zihinlerini ve ahlakını pervasızca bulanıklaştırması. Bu platformların ülke güvenliğini şiddetli tehlike arz ettikleri, twitter’ın aşırı organizasyonlara eleman sağlama yöntemi olarak kullanıldığı, radikaller arası koordinasyonu sağladığı, radikal örgütlerce propaganda aracı olarak kullanıldığı ve yeni-eski radikal elemanlar arası koordinasyon ve iletişim sağlama yöntemi olarak kullanıldığı bir gerçek.(3) 17.05.2013’te Arap dünyasında sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerden Suudi Arabistan’da din polisi ilginç bir uyarıda bulunmuştu. Suudi din polisinin başındaki isim Şeyh Abdül Latif Abdül Aziz el-Şeyh halkı ülkede popülaritesi hızla artan sosyal medya sitesi Twitter konusunda uyararak “Sosyal medya sitelerini özellikle Twitter’ı kullananlar, bu dünya ve ahiretten uzaklaşıyor. Twitter tartışma ortamı olmayanların buluştuğu yer haline geldi” demişti. El-Şeyh’in açıklamalarının Suudi vatandaşların siyasi ve diğer hassas konuları konuşmak için Twitter’ı kullandıklarından endişelenen Riyad’ın düşüncelerini yansıttığı belirtilmişti. Mekke’de bulunan Mescid-i Haram’ın imamı da televizyondan milyonlarca insana yayınlanan vaazında Twitter’ın “ulusal birliği tehdit ettiğini” söylemişti.(4) Suudi din adamları sosyal medya hakkında böyle düşünseler de kraliyet aile fertleri ve yöneticiler iyi kullanıcı.
Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaretle aynı dönemde resmi Twitter hesabı açtı. Yine Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın “İran, Suudi Arabistan’ın dengi olamaz” açıklamasının ardından #İran_Suudi Arabistan’ın_rakibi_ değil hashtagi Twitter’da popüler başlık oldu. Suudi Arabistan gülünç trajikomik uygulamalarla adını duyuran bir ülke. 23 Kasım 2012’de Erkeklerinin ‘izni’ olmadan seyahat edemeyen ve otomobil kullanmaları yasak olan Suudi kadınlarının ülke dışına seyahatlerinde devlet tarafından elektronik takip ile izlendiği ortaya çıkmıştı.(5) Bu uygulama, ortaçağda Haçlı Seferlerine katılan şövalyelerin, eşlerine taktıkları ‘Bekâret kemeri’nin çağdaş versiyonu olmalı.
Suudi Arabistan’ın da ‘Fuat Avni’si var. Fuat Avni kimdi? Bir hatırlayalım. Fuat Avni, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içinden olduğunu iddia eden ve hükümet ile ilgili bilgiler sızdıran twitter fenomeniydi. İlk tweetini 18 Şubat 2014 tarihinde, son tweetini ise 20 Temmuz 2016 tarihinde atmıştı. Bazı çevrelerce Fuat Avni’nin, FETÖ teröristi Emre Uslu olduğu iddia edildi. Bu iddianın sebebi, Emre Uslu ile fuatavni hesaplarından atılan tweetlerde aynı dilbilgisi hatalarının yapılması olarak gösterildi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan bir operasyonla, kendisinin fuatavni olduğu iddia edilen Başbakanlık Veri Toplama Merkezi İstihbarat Şefi Akif Mustafa Koçyiğit, 9 bilgisayar mühendisi ile birlikte gözaltına alındı. Yapılan sorguda Koçyiğit, fuatavni hesabını yurt dışındaki 8-10 kişilik bir grubun kullandığını ve kendisinin onlara bilgi aktardığını söyledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede fuatavni hesabının kurucusunun Said Sefa olduğu iddia edildi. İlerleyen günlerde Said Sefa için müebbet hapis cezası istendi.(6)
Suudi Arabistan’ın ‘Fuat Avni’si de Mujtahidd. Anonim bir Twitter kullanıcısı olan Mujtahidd, “basın bülteni” olarak adlandırılıyor. Onun için Suudilerin Julian Assange’i deniliyor. Mujtahidd hesabı 2011’den sonra aktifleşti.
Suudilerin Mısır politikasını eleştirdi. 2 milyonun üzerinde takipçisi var. 2014’te Suudi dini polisi, dini ve etik ihlalleri gerekçe göstererek 10.000’den fazla Twitter hesabını kapatmıştı. Arap Baharı başladıktan sadece aylar sonra, Temmuz 2011’de yaratılan @Mujtahidd hesabının, bugüne kadar kraliyet ailesine ve mevcut iktidara en ağır eleştirilerde bulunmasına rağmen kapatılmaması dikkat çekiyor.(7) Neden bunları yazdım? 2 milyonun üzerinde takipçisiyle Twitter’de Suudilerin Julian Assange’ı olarak nam salan Mujtahidd, veliaht Prens’in üç ay içinde taht için hazırlanabileceğini öne sürdü. Arapça olarak atılan twette “Muhammed bin Selman’a yakın çevreler onun Trump ve Jared Kushner ile işbirliği yaparak Kral Selman’ı yerine geçmek üzere 4 Temmuz’da tahttan indirebileceğini açığa vurdu” yazıldı.(8) Suudi Arabistan’ın ‘Fuat Avni’si @Mujtahidd hesabının kullanıcısına şimdiye kadar tek ulaşabilen BBC. Bu nedenle söz konusu hesabın İngiliz gizli servisince kurgulandığı ve istihbarat birimlerine gelen bilgilerin işlenerek ince ayar verilerek paylaşıldığı söylenebilir. Her ne kadar @Mujtahidd kendisi ile yapılan söyleşide, kendisinin kraliyet ailesinin içinden, istihbarat, askeriye ve din otoriteleri çevresinden kaynakları olduğunu adaletsizlik, yolsuzluk ve ikiyüzlülüğü açığa vurmayı misyon edindiğini ifade etse de hiç şüphesiz o hesap İngiliz gizli servisinin programı.
Ömür Çelikdönmez'in kafkassam.com'daki analizinin tamamını okumak için...