3 Aralık 2024 Salı

Devrimci Yön

Irak Ordusu SDG’nin Sahadaki Yeni Ortağı mı

Irak Ordusu SDG’nin Sahadaki Yeni Ortağı mı
27 Ağustos
00:00 2018

DAEŞ’in Suriye’nin doğusunda önemli ölçüde geriletilmesinin ardından onun yerini alan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), sahip olduğu teritoryal hakimiyet aracılığıyla bölgede ilişki kurduğu ve iş birliği yaptığı aktörlerin sayısını artırmaktadır. Bu kapsamda SDG’nin, son olarak Irak Güvenlik Kuvvetleri (IGK) ile ortaklık kurma çabasında olduğu görülmektedir.

Bu çalışmanın amacı, Suriye-Irak sınır hattındaki DAEŞ tehdidine karşı SDG ile IGK arasında 2017 yılının sonunda başlayan ve 2018’in ortalarına doğru iş birliğine dönüşen ilişkiyi ele almaktır. Bu çerçevede, ilk olarak sahadaki gelişmeler ortaya konulacak, ardından söz konusu ilişkiyi belirleyen dinamikler SDG ve IGK açısından açıklanacak, son olarak da SDG ile IGK arasındaki ilişki hakkında birtakım tespitlerde bulunulacaktır.

Sahadaki gelişmeler:

2017 yılının son çeyreğinde DAEŞ’e karşı Deyr ez-Zor’da yürütülen operasyonlar sonucunda Fırat Nehri’nin sağ yakasında kalan bölgeyi ele geçiren SDG, Suriye-Irak sınır hattına doğru hakimiyet alanını genişletmiştir. Aynı dönemde Irak’ın Anbar vilayetinde IGK’nın operasyonlarına maruz kalan DAEŞ ise Suriye-Irak sınır hattına doğru çekilerek eylemlerini bu bölgeden gerçekleştirmeye başlamıştır.

Bu gelişmeler karşısında ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon, DAEŞ’e karşı SDG ile IGK arasında ortaklık kurulması maksadıyla harekete geçmiş ve tarafları 10.12.2017 tarihinde Deyr ez-Zor’da biraraya getirmiştir. Toplantının sonucunda taraflar, DAEŞ tehdidine karşı Suriye-Irak sınır hattının emniyetini sağlayabilmek için ortak gözlem noktaları kurulması konusunda mutabık kalmıştır (1). Öte yandan, toplantının ardından medyaya yansıyan bazı haberlerde SDG ile IGK arasında “ortak koordinasyon merkezi” kurulduğu iddia edilmiş, ancak bu iddialar Iraklı askeri yetkililer tarafından yalanlanmıştır (2).

DAEŞ’e karşı SDG ile IGK arasındaki ortak anlayış sahada somut bir iş birliğine dönüşmeye başlamıştır. SDG, ZDH esnasında militanlarını Afrin bölgesine kaydırmış ve Suriye-Irak sınır hattındaki operasyonlarına ara vermiştir (3). Ancak, Mayıs ayı itibarıyla SDG, bölgede bu sefer IGK’nın desteğiyle DAEŞ’e karşı harekete geçmiştir (4). Nitekim Uluslararası Koalisyon’dan yapılan açıklamada, Mayıs ve Haziran’da Suriye-Irak sınır hattında DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlarda IGK tarafından SDG’ye hava ve topçu desteğinin verildiği (5), Temmuz ayındaki operasyonlar esnasında ise IGK’nın desteği sayesinde SDG’nin Deyr ez-Zor kırsalına doğru ilerleyişini sürdürdüğü bildirilmiştir (6).

SDG ve IGK arasındaki ilişki ve iş birliği:
  1. a) SDG açısından:

SDG’nin IGK ile ilişki kurması ve iş birliği yapmasını üç temel dinamik üzerinden açıklamak mümkündür.

1) SDG, IGK’nın desteğiyle DAEŞ’e karşı güvenliğini sağlamaya ve bölgedeki DAEŞ mevcudiyetini ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Nitekim, bölgedeki DAEŞ mevcudiyeti SDG’nin “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu” olarak isimlendirdiği terör koridorunun güvenliğine yönelik kayda değer bir tehdit teşkil etmekte olup, bölgedeki petrol alanlarının emniyetinin sağlanması ihtiyacı da SDG’yi IGK ile iş birliğine sevk etmektedir.

2) SDG, IGK’nın yardımıyla Suriye-Irak sınır hattındaki hakimiyetini konsolide etmeyi amaçlamaktadır. “Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu”nun doğu sınırlarını güvenceye almak isteyen SDG, Suriye-Irak sınır hattındaki hakimiyetini güçlendirmek suretiyle hem güvenlik kaygılarını azaltmaya, hem doğudan gelen ikmal hattını açık tutmaya, hem de sınır hattındaki geçişler üzerinde kontrol kurmaya çalışmaktadır.

3) SDG, uluslararası ölçekte yaratmaya çalıştığı “meşru aktör” imajını IGK tarafından muhatap alınarak güçlendirmeyi hedeflemektedir. SDG’nin Suriye-Irak sınır hattındaki hakimiyeti, bu bölgede faaliyet gösteren uluslararası aktörleri SDG ile ilişki kurmaya zorlamakta olup bu sayede “uluslararası meşruiyet” elde etmeye çalışan SDG, IGK ile ortaklık kurmak suretiyle “meşru aktör” imajını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

  1. b) IGK açısından:

IGK’nın SDG ile ilişki kurması ve iş birliği yapmasını üç temel dinamik üzerinden açıklamak mümkündür.

1) IGK, Suriye-Irak sınır hattında varlık gösteren DAEŞ’e karşı SDG’nin yardımıyla sınır güvenliğini sağlamayı ve bölgedeki DAEŞ unsurlarını imha etmeyi amaçlamaktadır. Nitekim, IGK’nın Suriye-Irak sınır hattında mutlak hakimiyet sağlamasının önünde birtakım coğrafi ve operasyonel zorluklar bulunmakta olup, bunlara ilaveten IGK’nın ülkedeki genel asayiş sorunlarıyla uğraşması da DAEŞ tehdidine karşı Suriye-Irak sınır hattında SDG ile iş birliği yapmasını beraberinde getirmektedir.

2) Suriye-Irak sınır hattının yarısından fazlasının SDG’nin hakimiyetinde olması, IGK’yı sahadaki gerçeklikler doğrultusunda SDG ile birlikte hareket etmeye sevk etmektedir. Uluslararası Koalisyon’dan aldığı destekle son dönemde Suriye-Irak sınır hattının büyük bir bölümünü ele geçiren SDG’nin DAEŞ’e karşı sahada artan nüfuzu, IGK’yı SDG ile iş birliğine mecbur bırakmaktadır.

3) IGK’nın SDG ile ilişki kurması ve iş birliği yapmasında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un teşvik ve yönlendirmeleri etkili olmaktadır. Nitekim, Suriye-Irak sınır hattında DAEŞ’e karşı tek başına IGK’nın veya SDG’nin yeterli olamayacağı düşüncesiyle Uluslararası Koalisyon, sınırın her iki tarafındaki güçlerin ortak bir mücadele vermesini amaçlamaktadır. Bu çerçevede Uluslararası Koalisyon, “Operation Roundup” kapsamında Suriye-Irak sınır hattında DAEŞ’e karşı IGK’nın SDG’ye destek vermesini sağlamaktadır (7).

Sonuç

Suriye’nin doğusundaki teritoryal kontrolünü genişleten SDG, sahada ilişki kurduğu ve iş birliği yaptığı aktör sayısını artırmaktadır. Bu sayede kendine bir tür “uluslararası meşruiyet” sağlamaya çalışan SDG’nin IGK ile iş birliğine dönüşen ilişkisi, başta Türkiye olmak üzere Suriye’de faaliyet gösteren aktörlere, SDG’nin sahada DAEŞ’le mücadele eden “etkili ve meşru bir aktör olduğu” şeklinde vermeye çalıştığı bir mesajdır.

IGK’nın verdiği operasyonel destek sayesinde SDG, Suriye-Irak sınır hattındaki hakimiyet alanını nispeten daha az bir maliyete katlanarak genişletebilmektedir. Özellikle ZDH esnasında bölgedeki militanlarını Afrin’e kaydıran SDG, Suriye-Irak sınır hattında azalan operasyonel gücünü IGK ile yaptığı iş birliğinden istifadeyle ikame etmiştir.

ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un Suriye-Irak sınır hattında SDG’nin kontrol alanını genişletmek için IGK’yı sahaya sürmesi, Esed rejimi ve İran tarafından SDG’nin bölgedeki ilerleyişine tepki göstermesini zorlaştırmıştır. Nitekim, SDG ve Uluslararası Koalisyon arasındaki ilişki ve iş birliğinden rahatsız olan Esed rejimi ve İran, IGK’nın SDG’ye sunduğu destek karşısında olumsuz bir tutum içerisine girememektedir.

IGK ile SDG arasındaki iş birliğinin resmi düzeyde güçlendirilmesi yönünde ortada güçlü bir irade olmadığı görülmektedir. Nitekim, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla taraflar arasında üst düzey görüşmeler gerçekleştirilmemekte ve sahadaki iş birliğini kurumsallaştıracak düzenlemeler yapılmamaktadır. Öte yandan, Irak hükümetinden yapılan açıklamalarda Suriye’de DAEŞ’e karşı Esed rejimiyle koordinasyon içinde hareket edildiği vurgulanmakta ve SDG ile olan iş birliğinden söz edilmemektedir (8). Böylece Irak hükümeti, SDG konusunda hem Esed rejimi ve İran’ın tepkisini çekmemeye, hem de Türkiye’nin hassasiyetlerini göz etmeye çalışmaktadır.

Irak hükümeti Suriye-Irak sınır hattında DAEŞ’le mücadele kapsamında rejim güçleri ve SDG arasında taktiksel denge siyaseti izlemektedir. Bu itibarla, bir yandan Ebu Kemal – El Kaim sınır kapısı gibi bölgelerde rejim güçleriyle, diğer yandan Fırat Nehri’nin sağ yakasında kalan sınır hattı boyunca SDG ile iş birliği yaparak DAEŞ’e karşı güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır (9).

Önümüzdeki süreçte SDG – IGK iş birliği, Suriye-Irak sınır hattında DAEŞ tehdidinin varlığını sürdürmesi veya şiddetlendirmesine bağlı olarak şekillenebilecektir. Her ne kadar Suriye-Irak sınır hattındaki DAEŞ kontrolünün ortadan kaldırıldığı söylense de bölgede halen DAEŞ hücreleri mevcudiyet göstermekte ve saldırı yeteneğini muhafaza etmektedir (10). Ayrıca, son günlerde Suriye sahasında daha fazla baskı altına alınan DAEŞ militanlarının Irak’a yönelmesi de ihtimal dahilindedir.

SURİYEGÜNDEMİ.COM'DAKİ YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN...

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz