İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani: İran müzakereden yana
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 6 Ağustos Pazartesi günü katıldığı bir canlı yayın programında gündemin sıcak konularına ilişkin soruları yanıtladı. Programda en çok öne çıkan madde kuşkusuz aynı gün ABD Başkanı D. Trump’ın Cumhurbaşkanı Ruhani ile herhangi bir ön koşul olmaksızın görüşebileceği yönündeki açıklamasıydı. Bu konudaki bir soruyu Ruhani, ülkesinin her zaman müzakereden yana olduğunu ancak ABD’nin ise nükleer anlaşmadan çekilmek ve İran’a karşı yaptırım uygulamak suretiyle niyetinin müzakere olmadığını gösterdiğini söyleyerek yanıtlamıştır. İran Cumhurbaşkanı, Trump’ın tutum ve söyleminin Kasım ayındaki kongre ara seçimlerine yönelik hamleler olduğunu ve bir yandan da İran’a karşı psikolojik bir savaş yürütüldüğünü savunmuştur. Ruhani ayrıca Trump’ın göreve gelmesinin ilk dönemlerinden itibaren İran ile ABD arasında görüşmelerin yapıldığına dikkat çekmiştir. Bu noktada tekrar müzakerelerin önemine dikkat çeken İran Cumhurbaşkanı, mevcut durumda ABD nükleer anlaşmaya geri döner ve İran’a karşı devreye sokulan yaptırımlardan ve tehdit dilinden vazgeçerse kendilerinin müzakere masasına oturmaya hazır olduğunun altını çizmiştir.
Ruhani programda ABD’nin nükleer anlaşmadan çıkışı sonrası Avrupa ülkelerinin takındığı pozisyona da değinmiştir. Atılan siyasi adımlarından son derece memnun olduklarını ifade eden Ruhani diğer alanlarda da daha somut adım beklediklerini ifade etti. Devamında yaptırımların en önemli kısmının 3 ay sonra başlayacağını hatırlatarak Çin, Rusya ve nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının İran’dan petrol alımına ve İran bankalarıyla olan alışverişlerine devam edecekleri yönünde söz verdiklerini dile getirdi. Ayrıca Ruhani genel anlamda yaptırımlar ve özelde petrol alımı konusunda görüşmeler yapılması amacıyla bölgeden ve bölge dışından İran’dan petrol ithalatı yapan ülkelere heyetler gönderileceğini de sözlerine ekledi. Hükûmetin bu adımı, ABD yaptırımlarından bir çıkış yolu arayışı olarak nitelendirilse de geç kalmış bir hamledir. Kaldı ki bu görüşmelerin artan ABD baskılarına rağmen başarılı olması oldukça zor görünmektedir.
Bu dış politika değerlendirmelerinin dışında programda, İran Cumhurbaşkanı ülke içindeki gelişmelere ilişkin de ayrıntılı açıklamalar yapmıştır. Programın bu bölümünde, ekonomik kriz ve hükûmetin buna karşı atacağı adımlar ve Cumhurbaşkanının ifade vermek için meclise gidecek olması öne çıkmıştır. Ruhani son dönemlerde İran parası karşısında astronomik ölçüde değer kazanan dövizle ilgili bir önlem paketi hazırladıklarını söylemiştir. 7 Ağustostan itibaren yürürlüğe geçecek bu pakete göre sabit ve düşük kurdan döviz sağlanması uygulaması yalnızca temel gıda ve ürünler için geçerli olacaktır. Bu doğrultuda İran Merkez Bankası, serbest piyasada dolar 10 bin tümeni geçmişken 4200 tümenden yılda piyasaya 15 ila 20 milyar dolar sağlayacaktır. Ayrıca döviz alım satımına bir süredir getirilen yasak kalkacak ve dövizin serbest piyasadaki işlem görmesinin önü açılacaktır. Bunun dışında bankalara döviz yatıranların kârları Merkez Bankası tarafından garantiye alınarak bankaların vatandaşlara, piyasa fiyatından çok daha düşük sabit kur üzerinden döviz yerine riyal vermesinin önüne geçilecektir. Hükûmetin dövizle ilgili aldığı önlemlerin tedirgin olan piyasalarda nasıl bir etki yaratacağı önümüzdeki haftalarda ortaya çıkacaktır. Ancak İran’ın yapısal sorunlarıyla birlikte yaptırımların etkisinden derin yaralar alan İran ekonomisinin kısa vadeli ve pansuman mahiyetinde olan bu tarz uygulamalarla düze çıkamayacağı açıktır.
Mecliste vereceği ifadeye de değinen Cumhurbaşkanı Ruhani, kendisini ifade vermek üzere çağırmanın Meclisin yasal bir hakkı olduğunu vurgulamış ancak zamanlamanın yanlış olduğunu söylemiştir. Ayrıca milletvekillerinin kendisine yönelteceği sorular vesilesiyle halka hitap etme fırsatı bulacağını da ifade etmiştir. İran’da gittikçe zorlaşan yaşam koşulları dikkate alındığında Ruhani’nin halk desteğinin hızla azaldığı söylenebilir. Bu koşullarda, İran’ın bir hükûmet krizine girmesi ise ülkedeki işlerin gidişatını daha olumsuz etkileyecektir.
Ruhani’nin söz konusu TV programında yaptığı açıklamalar son derece önemlidir. Özellikle ABD ile yaşanan gerilim konusu Ruhani hükûmetinin gündeminde olmayı sürdürecektir. İki ülke arasında kısa vadede ortak zeminin oluşması mümkün değilse de Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamaları İran’ın müzakereden yana olduğunu teyit etmiştir. Bir aşamadan sonra Avrupa ülkelerinin, hatta Çin ve Rusya’nın dahi ABD baskılarına direnemeyeceğini bilen Ruhani, söz konusu ülkelerden gelen desteği ABD ile yeni bir müzakere masası kurulması için kullanmak isteyecektir.
iram'daki yazının tamamını okumak için...
SOLİTİRAZ.COM