29 Mart 2024 Cuma

Devrimci Yön

İran'daki olayların gerçek nedeni -Dış dinamikler (ANALİZ)

İran'daki olayların gerçek nedeni -Dış dinamikler (ANALİZ)
03 Ocak
20:30 2018

 

İran'daki olayların başlamasından sonra Moon of Alabama sitesinde yer alan ve İran yanlısı medyaşafak.net'de yayınlanan yazıyı solitiraz.com okurları için yayınlıyoruz.

 

Dün ve bugün İran'da bazı küçük protestolara tanık olundu. Muhtemelen bu protestolar, ABD ve İsrail tarafından, İranlı terörist grubun yardımıyla yürütülen geniş bir “rejim değişikliği” operasyonunun ilk aşaması.

Bu ayın başlarında Beyaz Saray ve Siyonistler, İran'a yönelik yeni bir saldırıya hazırlanıyordu

“Üst düzey bir Amerikalı yetkili Haaretz gazetesine, başında İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın bulunduğu bir heyetin bu ay başlarında Beyaz Saray'da, İran'ın Ortadoğu'daki saldırganlığına karşı koyacak bir strateji hakkında ortak tartışma yürütmek üzere üst düzey Amerikalı yetkililerle bir araya geldiğini teyit etti.” 

Bir diğer haberde İsrailli yetkililerin görüşmenin sonuçlarına dair söyledikleri alıntılanıyordu:

"ABD ve İsrail, bölgedeki farklı gelişmelere, özellikle İran'la bağlantılı olanlara aynı şekilde bakıyor. İran'a karşı koymak için gerekli strateji ve politikalar hakkında anlaşmalara vardık. Anlaştığımız noktalar genel stratejiyle ilgili olduğu gibi aynı zamanda somut amaçları, eylem biçimlerini ve bu amaçlara ulaşmak için kullanılması gereken araçları da içeriyor."

Bu, muhtemelen söz konusu toplantının bir sonucu:

“Perşembe günü İran'ın ikinci büyük şehri Meşhed'de yüzlerce kişi sokaklara çıkarak yüksek fiyatları protesto etti ve hükümet karşıtı sloganlar attı.

Sosyal medyada paylaşılan videolar, İran'ın kuzeybatısında yer alan ve Şii İslam'ın en kutsal mekânlarından biri olan Meşhed'de düzenlenen gösterilerde ‘(Cumhurbaşkanı Hasan) Ruhani'ye ölüm' ve ‘diktatöre ölüm' sloganlarının atıldığını gösteriyor. 

Yarı resmi ILNA haber ajansı ve sosyal medya, Nişabur ve Kaşmer de dahil olmak üzere Razavi Horasan eyaletindeki başka şehirlerde de gösteriler düzenlendiğini aktardı.”

Meşhed'deki bu protestoya ilişkin bir video 50 kadar insanın sloganlar attığını, etrafta dolanan insan sayısının daha fazla olduğunu gösteriyordu.

İran'daki Ruhani hükümetinin (neo-)liberal ekonomi politikalarına yönelik tepkilerin haklı gerekçeleri var. İran'daki resmi işsizlik oranı %12'nin üzerinde ve bir ekonomik büyümenin olduğu pek de söylenemez. Bundan memnuniyetsiz olanlar da sokaklardaki insanlardan ibaret değil:  

“Hükümetin ekonomideki sicilini pek çok defa eleştirmiş olan İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hameney, Çarşamba günü, ülkenin ‘yüksek fiyatlar, enflasyon ve kriz'le mücadele ettiğini söyledi ve yetkililerden sorunları azimle çözmesini istedi.”

Perşembe günü ve bugün, bazı protestocuların sloganları ekonomik iyileşmeden çıkıp rejim değişikliği çağrısına dönüştü.

Benim önsezim, bu protestoların arkasında olağan şüphelilerin olduğunu söylüyor. Protestoların birden fazla şehirde eş zamanlı olarak başladığına dikkat ediniz. Bu, bir şehirde ortaya çıkan kendiliğinden bir yerel başkaldırı değildi ve belli bir düzeyde koordinasyon içinde gerçekleşti.

Önümüzde şu var:

İran'ın büyük şehirlerinde uluslararası uydu televizyon ağlarının sinyallerinin kesildiğine dair haberler var. Bu, rejimin bugünkü protestoların yayılmasından korktuğunun alameti olmalıdır.”

Çeşitli dillerde arama yapıldığında bulunan bu içerikte “haber” sayısı sıfırdır. Carl Bildt eski bir İsveç başbakanıdır. 1973 yılında CIA tarafından muhbir olarak göreve alındı ve o tarihten itibaren tam anlamıyla bir Amerikan varlığı haline geldi. Ukraynadaki darbe sürecinin içindeydi ve kişisel olarak bundan kâr sağlamaya çalıştı.

Bildt'in tweet'ine tek yanıt yazan hesap olan protestolara ait, birinde polis arabalarının yakıldığını gösteren birkaç video paylaştı.

Bu videonun gerçek olduğundan emin değilim. Hesabın bazı tuhaf özellikleri var (Eylül 2016'dan beri aktif, 655 tweet, fakat yalnızca 32 takipçi?).

Daha dün CCC "hacker" kongresinde, İngiliz GHCQ Gizli Servisi ve onun Twitter ve Facebook'taki manipülasyon hesapları hakkında bir sunum yapıldı. Bu hesaplar beşeri istihbarat toplamak ve “rejim değişikliği” operasyonlarını yürütmek üzere kullanılıyor. Sunumda kullanılan 14-18 arası slaytlar (11:20 dak.), İran'ı hedeflerden biri olarak tanımlayan, elde edilmiş GCHQ metinlerinden alıntı yapıyor. Konuşmacı özellikle, Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın yeniden seçilmesi sonrasında protestolar meydana getirilmekte kullanılan "@2009Iranfree" isimli GCHQ hesabını not ediyor.

İran'da resmi tatil günü olan Cuma günü, başka şehirlerde birkaç gösteri daha gerçekleşti. Bugüne ait bir Reuters haberi:

“Fars ajansının ‘karşı-devrim tarafından yapılan çağrı' olarak adlandırdığı şey sonrasında Kermanşah'ta yaklaşık 300 gösterici toplanarak ‘siyasi tutuklulara özgürlük' ve ‘ya özgürlük ya ölüm' sloganları attı ve bazı kamu mallarına zarar verdi. Fars, herhangi bir muhalefet grubunun ismini vermedi.

...

Teyit edilemeyen görüntüler, kuzeydeki Sari ve Reşt, Tahran'ın güneyindeki Kum ve batıdaki Hamadan da dahil olmak üzere başka şehirlerde düzenlenen protestoları gösteriyor.

ILNA haber ajansının aktardığına göre Tahran güvenlik şefi yardımcısı Muhsin Nesic Hamadani, Tahran'daki bir meydanda 50 kadar kişinin gösteri yaptığını ve çoğunun polisin dağılmalarını istemesi üzerine gittiğini, dağılmayı reddeden birkaç kişinin ise ‘geçici olarak tutuklandığını' söyledi.” 

Bu protestolardan bazılarının gerçek ekonomik sebepleri var, ancak bunlar başka çıkarlar tarafından çalınıyor:

“İsfahan merkez şehrinde bir kent sakini, protestocuların ücret artışı talep eden fabrika işçilerinin bir gösterisine katıldığını söyledi.

Kent sakini telefonda, ‘Sloganlar hızla değişti, ekonomiyle ilgili sloganlar olmaktan çıkıp (Cumhurbaşkanı Hasan) Ruhani ve Dini Lider (Ayetullah Ali Hameney) aleyhtarı sloganlara dönüştü' şeklinde konuştu.

İran'da saf anlamda siyasi protestolar ender olarak görülür [...] ancak işten çıkarmalara veya ücretlerin ödenmemesine karşı işçiler tarafından, yahut kontrol dışı, iflas etmiş mali kurumlarda teminatları bulunan insanlar tarafından sık sık gösteri düzenlenir.

...

Ayetullah Hameney'in kuzeydoğudaki Meşhed şehrindeki temsilcisi Alemülhüda, az sayıda insanın Perşembe günü yükselen fiyatlara karşı düzenlenen protestoları istismar ederek İran'ın bölgesel çatışmalardaki rolü aleyhinde sloganlar attığını söyledi. 

...

Alemülhüda, ‘Bazı insanlar taleplerini ifade etmek üzere gelmişti, ancak birdenbire, yüzlerce kişilik bir topluluğun içinde sayıları 50'yi aşmayan bir topluluk, “Filistin'i bırakın”, “Ne Gazze, ne Lübnan, hayatımı ancak İran'a veririm” gibi saptırıcı ve ürkütücü sloganlar atmaya başladı' diye konuştu. 

BBC Farsça tarafından yayınlanan iki video ve başka videolar, ancak bir düzine kadar aktif protestocunun olduğunu, çok daha fazla sayıda insanın ise etrafta dolaştığını veya sloganlar atan insanların görüntülerini çektiğini gösteriyor.

Terörist grup Halkın Mücahitleri [MEK] tarafından yayınlanan 1,2,3,4, 5 nolu videolar da, her ne kadar MEK on binlerce kişinin "diktatöre ölüm" sloganı attığını iddia etse de, ağırlıklı olarak küçük protestoları gösteriyor. MEK, yahut onun “sivil” örgütü olan İran Ulusal Direniş Konseyi şu andaki protestolara tümüyle dahil olmuş gibi görünüyor. Örgütün web sitesi şu anda toplam on yazıyla protestolar meselesiyle dolmuş durumda ve liderleri, bir destek açıklaması yayınlandı: 

“İran Direnişi'nin seçilmiş başkanı Sayın Meryem Recavi, bugün ayağa kalkarak ‘ya özgürlük ya ölüm', ‘Ruhani'ye ölüm', ‘diktatöre ölüm' ve ‘siyasi tutuklulara özgürlük' sloganları atan ve yüksek fiyatları, yoksulluğu ve yolsuzluğu protesto eden Kermanşah'ın ve diğer şehirlerin kahraman halkını selamladı. 

Recavi, “Dün Meşhed, bugün Kermanşah, yarın bütün İran; bu ayaklanma mollaların tümüyle yozlaşmış diktatörlüğünün yıkılması için ölüm çanlarını çalmıştır ve demokrasi, adalet ve halk egemenliğinin yükselişidir' şeklinde konuştu”.

MEK örgütünün sürece bu kadar erken dahil olması - ilk yazı dün saat 10:26'da yayınlandı- aşırı derecede şüphe yaratıcıdır.

2012 yılında İsrail'in İran'daki nükleer bilimcilere suikast düzenlemek için MEK terör örgütünü kullandığı aktarılmıştı:

 “Perşembe günü NBC haberlerine konuşan ABD'li yetkililer, Mossad ajanlarının İranlı nükleer bilimcilere suikast düzenlemek için İran'daki muhalif terör grubu Halkın Mücahitleri üyelerini eğittiğini iddia etti ve ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin operasyondan haberdar olduğunu, ancak onlarla doğrudan bağlarının olmadığını ekledi.

ABD'li yetkililerin İsrail ve Halkın Mücahitleri arasındaki bağlantıyı teyit ettiği, bir yetkilinin ‘bütün eğilimleriniz doğrudur' dediği aktarılıyor.”

Ekim ayında bir CATO Enstitüsü metni, ABD'nin İran'a muamelesine ilişkin birkaç seçeneği analiz etti (ve reddetti). “Üçüncü Seçenek: İçeriden Rejim Değişikliği” başlığı altında şunlar belirtiliyordu:

“Bu yaklaşımda Amerika Birleşik Devletleri İran rejimine baskı yapacak ve eş zamanlı olarak ona karşı olan grupları – gerek sürgündeki aşırıcı İran Direnişi Ulusal Konseyi (İDUK), gerek demokrasi yanlısı Yeşil Devrim fraksiyonları, gerekse İran içindeki etnik azınlıklar olsun – destekleyecektir. Bu, taraftarlarının sıklıkla Reagan'ın Sovyetler Birliği içindeki sivil toplum gruplarına desteğine benzettiği bir stratejidir.

 ...

 ‘İcbar yoluyla demokratikleştirme'nin taraftarlarından biri olan, Demokrasileri Savunma Vakfı'ndan Mark Dubowitz, Başkan Trump'a ‘İran rejimine karşı hücuma geçme' çağrısında bulundu ve bunun için ‘büyük çaplı ekonomik yaptırımlar' yoluyla ‘İran rejiminin maliyesini zayıflatmayı', aynı zamanda da İran içindeki ‘demokrasi yanlısı güçleri kuvvetlendirerek İran yöneticilerinin altını oymayı' önerdi. Bu seçenek Trump yönetiminin süregiden İran politikasında ilgi çekiyor gibi görünüyor ve Tillerson'dan açık destek aldı. CIA Direktörü Mike Pompeo da Kongre'deki zamanında böyle bir yaklaşımdan yanaydı.”

MEK/İDUK, CIA şefi Pompeo Dışişleri Bakanlığı'na geçtiği zaman muhtemelen onun yerine geçecek olan Senatör Tom Cotton'un protestoları destekleyen bir açıklama yaptığını belirtti.

Beyaz Saray ve Netanyahu rejimi, İran'a yönelik strateji konusunda uzlaşmaya vardı. Trump yönetiminin önde gelen üyeleri, İran'daki “demokrasi yanlısı güçler” aracılığıyla “rejim değişikliği”nin gerçekleşmesinden yana. Bir anlaşmaya varılmasından birkaç hafta sonra İran'da koordineli ekonomik protestolar başladı ve bu protestolar kısa süre içinde, çok aktif rejim değişikliği yanlılarının oluşturduğu küçük gruplar tarafından çalındı. İsrailli ajanlarla işbirliğiyle ve İran'da operasyon hücrelerine sahip olmalarıyla bilinen, sürgün İranlı teröristlerden oluşan bir grup, en başından itibaren protesto süreciyle güçlü bir ilişki içinde.  

Eğer bu benim varsaydığım “rejim değişikliği” operasyonuysa, protestolar kısa sürede büyüyecektir. İnsanlar paraya ihtiyaç duyduğu zaman birkaç bin dolar, büyük bir kalabalık yaratmak için yeterlidir. Küçük gruplar, belki gerçek kaygılar duyan insanların oluşturduğu daha geniş protestoların içine gizlenerek ayaklanacaktır. “Batı” medyası alışılagelmiş sözde liberal hümanizmini sergileyecek ve kaygılarını tekrarlayıp duracaktır. İran polisi kargaşa yaratan bu ayaklanmacıları tutuklarken medya, “zalimlik” diye bağıracaktır. Bazı “şehitler” yaratılacak ve ikonlaştırılacaktır. Sansür ve baskı dedikoduları dolanacak (yukarıda bahsedilen Carl Bildt örneğindeki gibi), her yerden sahte haberler gelecek ve Twitter ve Facebook'taki yüzlerce manipülasyon hesabı bir anda “İranlı” olup Langley'deki ofislerinden nefes almaksızın “olay yeri” paylaşımları yapacaktır.

İranlı politikacılar ve polis için mesele çetrefillidir. Ekonomik protestoların açıkça haklı sebepleri vardır ve Hameney bile buna destek vermiştir. Ancak sokak ayaklanması, daha fazla tırmanışa geçip kontrol edilemez hale gelmeden bastırılmalıdır. Yakında protestocuların bulunduğu yerden her yöne ateş açan silahlar sorunu ortaya çıkabilir. Mossad ve MEK rastgele insan öldürmekten çekinmez.

Fakat İslam Cumhuriyeti, toplumun geniş kesimleri arasında gerçek bir desteğe sahip. Her konuda değilse de genel çerçeve içinde hükümeti destekleyen büyük sivil toplum örgütleri bulunuyor. İranlıların çoğu gururlu milliyetçilerdir ve onları bölmek zor olacaktır. Eğer bu gerçekten de şüphe ettiğim “rejim değişikliği” girişimiyse, ben bu girişimin başarısız olacağını öngörüyorum.

Çeviri: İlyas Halitoğlu

www.medyasafak.net

Facebook'ta Sol İtiraz