Kapitalizm Tarihinin En Kârlı Şirketi Facebook ve Fiyaskoları
Senatör: Platformunuz, kullanıcılarını, onlar sistemden çıktıktan sonra da monitör ediyor mu?
Zuckerberg: Hayır
Senatör: Doğru cevap Evet olmalıydı.
Senatör:Ürününüz kullanıcıları farklı telefon ve diğer aygıtlardan monitör ediyor mu?
Zuckerberg: Bilmiyorum.
Senatör: Doğru cevap Evet olmalıydı.
Geçen hafta Amerikan Senatosu’nda teknolojiye oldukça mesafeli 70-80 yaşlarında bir grup senatör karşısında ifade veren Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, ürünü hakkındaki bu basit sorulara ya bilerek ya da bilmeden yanlış cevaplar verdi. Hatta 40’dan fazla kez de “bu konuyu bilmiyorum, takım arkadaşlarım size geri dönecek” diyerek soruları geçiştirdi.
“Ben Facebook’u 2004 yılında Harvard’da yurt odamda kurdum. O zaman neredeyse hiç kaynağımız yoktu.”
11 Nisan’da Amerikan Senatosunda ifade vermeye çağrılan Facebook kurucusu Zuckerberg, 482 Milyar dolar pazar değeri olan halka açık global bir şirketin genel müdürü değildi sanki. 2018 itibarıyla Facebook şirketinden edindiği 65 Milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zengin 7. kişisiydi. Senatörlere verdiği ifade de çizmeye çalıştığı duygusal portre, hala o yurt odasından çalışan üniversite öğrencisi idi. Halbuki 2010 yılında Sosyal Ağ filminde, fikrin Winklevoss ikizlerine ait olduğunun ve Zuckerberg’in meraklı ve marifetli bir yazılımcı olarak bu fikri hayata çabucak geçirip, dünyanın en zengin insanları arasına nasıl girdiğinin gerçek hikayesini izlemişti tüm dünya. Aslında pek de o çizdiği naif üniversite öğrencisi resmi ile gerçeklerin alakası yoktu.
Geçtiğimiz Mart ortalarında The Observer of London ve New York Times, milyonlarca Facebook kullanıcısının bilgilerinin Facebook’dan gasp edilerek Cambridge Analytica şirketi tarafından kullanıldığını duyurdu. Cambridge Analytica verilerle, İngiltere’nin AB’den ayrılma referandumunda (Brexit) ve ABD’deki son başkanlık seçimlerinde Donald Trump kampanyalarına destek vermişti. Bunlar açığa çıkar çıkmaz Cambridge Analytica herhangi bir kanunu çiğnemediğini açıkladı. Aslında bugün itibarı ile çiğnenen kanunlar da yok zira AB dışında neredeyse hiçbir birlik veya ülke dijital ekonomide bireysel mahremiyet sınırlarını merkezi teknoloji devlerinden korumak için düzenlemeler getirmedi hala.
Facebook’tan kullanıcılara ait kişisel bilgilerin alınıp kullanılması yeni bir olay da değil. 2011 yıllarından bu yana marifetli üniversite öğrencilerinin kolaylıkla bu bilgilere ulaşabildiklerini biliyorduk. Aslına bakarsanız 2012 yılında Obama kampanyasının da 190 milyon Facebook kullanıcısının bilgilerini bizzat Zuckerberg’in izniyle kullandığı da bugün tartışılan iddialar arasında.
Mart ayında ortaya çıktı ki, Facebook platformunun dizaynındaki teknik eksiklikler ve sorunlar aslında tüm kullanıcıların verilerinin istenmeyen kişilerce gasp edilmesine sebep olmuştu. İşte bu sebeple Zuckerberg Nisan ayının ortalarında ABD Senatosu’nda ifade vermeye davet edildi. Teknoloji ile uzaktan yakından alakası olmayan bir grup senatörün sorularını ustalıkla geçiştirerek, Washington DC’de iki gün geçirdi.
Halbuki sadece Amerikalıların değil, Facebook’un tüm 2,1 milyar kullanıcısının karşı karşıya olduğu mahremiyet sınırlarının izinsizce aşıldığı büyük bir fiyasko ile karşı karşıya dünya.
Zuckerberg Facebook’un görevini, dünyadaki insanların birbirleri ile rahatça iletişim kurduğu bir platform olarak tanımladı yıllarca. Sanki global bir STK’dan bahsediyormuşçasına! Hepsi reklam gelirlerinden olmak üzere Facebook bu yıl toplam 21 Milyar dolar kâr bekliyor. Facebook’un kâr marjı yüzde 40. Kapitalizm tarihindeki en kârlı şirket. Facebook, Apple şirketinin 1 dolar başına kazandığı kârın iki katı kazanç sağlıyor. 190 ülkede 2,1 milyar kullanıcısı var. Bu dünya tarihinde ilk kez bir araya gelmiş en büyük topluluk.
Facebook’da ürün ve platformdan Mark Zuckerberg sorumlu. 2008 yılında Facebook’a katılan Sherly Sandberg ise tamamıyla reklam satışlarını artırmaktan sorumludur. Sandberg 2009 yılında “Facebook bir reklam şirketidir” diyordu. Onun tüm odağı şirketin nasıl para kazanacağıydı. Zuckerberg ise STK vari misyon açıklamaları yapıyor ve kullanıcı sayısının hızla artması için ürün üzerinde çalışıyordu.
Bugün anlıyoruz ki bu iki liderin mahremiyet konusundaki özensizlikleri ve farklı yaklaşımları Facebook şirketinin hemen hemen her kullanıcısının bilgilerinin politik veya ticari kampanyalarda kullanılmasına yol açmış ve zayıf bir ürün dizaynına sebep olmuştu. Tahmin ettiğimiz bazı sebeplerden Zuckerberg bugün başına iş açan o temel soruyu son 14 yıldır hep ertelemişti. Facebook’un amacı: kullanıcılarının güvenlik ve iyiliği mi? Reklamlarla kârlılığı artırmak mı?
Geçen hafta senatörler önünde izlediğimiz Zuckerberg’in yukardaki iki temel sorudan hangisini cevaplamayı seçtiği doğrusu pek belli değil.
Cambridge Analytica skandalı ortaya çıktığında Facebook tamamıyla sessiz kaldı. 5 gün sonra birkaç tweet attılar. New York Times’a göre bu dönemde şirket içinde bu skandala nasıl cevap verileceği yönünde büyük kavgalar vardı. Satış ekibi tamamıyla sessiz kalmak ve kendiliğinden hiçbir sorumluluğu kabul etmemek için bastırıyordu.
Facebook krizinin de ortaya koyduğu önemli nokta, Dijital ekonominin eski yöntemlerle ve eski bakış açısıyla yönetilemeyecek olmasıdır. Teknoloji konusunda teknolojistlerden oluşan uzman kadroların gerekli toplumsal düzenlemeler konusunda kanun yapıcılarla yakından ve beraberce çalışmaları gerekmektedir. Geçen hafta olduğu gibi teknolojiden anlamayan senatörler karşısında, teknoloji devleri soruları geçiştirerek veya cevaplamayarak bildiklerini okumaya devam edeceklerdir. Kanun yapıcılar otomotiv sanayinde uzmanlardan fikir aldıkları gibi, dijital ekonominin bu önemli oyuncuları konusunda da teknolojistlerle yakından çalışmalıdır.
Dijital ekonomide güvenlik ve mahremiyet en hassas ve kritik konular olmaya devam edecek önümüzdeki yıllarda da.
“KIDEMLİ DİJİTAL EKONOMİ UZMANI” ŞAHVER KAYA’NIN TURKSAM.ORG’DAKİ YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN...
SOLİTİRAZ.COM