21 Kasım 2024 Perşembe

Devrimci Yön

Od düşer objektife / Ünsal Çankaya

Od düşer objektife / Ünsal Çankaya
18 Ekim
00:00 2018
Ölmüş Ara Güler. 
"Son Dakika" çığırtkanı haberler böyle söylüyor!
Tabi hemen yalanlamalar da peşinde-yoğun bakımda diye. Televizyonlarsa öldü diyor şu saatte.
Yalan değildir artık diyorum şimdi.
Bu defa o " nah öldüm!" işaretini yapamayacaksınız belli. Ama o fotoğrafınız hem arşivlerde hem belleklerimizde. Yakıştıramamıştım yaşınıza, başınıza, kimliğinize...
Sonra “Affedersiniz Ermeni!” diyebilen birini, saraylı birisini kitap okuyor pozunda çekişinizle yer ettiniz zihnimize... İrkildim, nasıl da bir seçkinlikten gidildi o düşüşe diye... 
Benim çok değerli bir foto muhabiri olan sevgili Münir Bağrıaçık tarafından- öğrenciyken o – doğum günüme armağan verdiği siyah beyaz bir fotoğraf örneğiniz var evimde.
17 Ocak 2014 tarihiydi "öldü!" diyen ilk söylenti çıktığında... Çok üzülmüş, yazmıştım içimden geçenleri. Sonra yaşadığınızı öğrenip sevinmiştim.
Sonra külliye kütüphanesinde saray fotoğrafçılığı yaptığınız düştü dile... Üzüldüğüme üzüldüydüm işittiğimde... Fena kırıldıydı kalbim bu nasıl bir sanatçı duruşu diye, nasıl da çok değer vermiştim diye.

İçimize bu kırgınlığı koymasaydınız ve o eski içten üzüntümüz yol verseydi size yıldızlara giderken... Elbette bu iki hatanız sizin o güzel fotoğraflarınızı silmeyecek... Her gördüğümüzde bu bir Ara Güler fotoğrafı diyeceğiz. Gururumuzun içindeyse ince bir hüzün... Hep...
Bu defa güz... Yaprak dökümü... Öldü diyorlar... Doğruysa da üzülme diyor kalbim, üzülme! 
Yapraklar düşer... Toprağa karışır. Toprağa karışmaktan korkunuz yoktu galiba... Karışıp gidersiniz içine...

Kayıtsız bir hüzün var kalbimde, üzüntü daha çok değil, yaşıyor, ölmedi denecek haberine beklenti de. O nedenle... 
Aşağıdaki o eski yazımın üzerine yazdım şimdiki kırgınlığımı, onunla birlikte paylaşıyorum emeğim için, emeği için.

“OD DÜŞER OBJEKTİFE

Ocağın söne derler ya... Bir evin ev olması için olmazsa olmazına, odsuz ocaksız olmazlığınadır bu ah.
Ah bu ocak ayı, hiç ilgisi yok o ocakla, ama ocağı söne, közü kalmaya, külü kalmaya. Ocağın söne ocak ayı!
Öyle bir geldin ki; geleli beri küçük sevinçler yaratmaya çalışsam da... 
Neredeyse her güne bir sızı düşürdün yüreğime aileden, yakınlardan, uzaklardan.
Neredeyse her güne bir ateş attın içimize; şair, yazar, arkeolog, sanatçı ki ustasından ustalığına.

Ara Güler; Fotoğrafın büyük ustası. Ocağın ortasında içimize düşürdüğün ateşin var mıydı objektiflerde yeri?
Ya şimdiden sonra kadraja renk düşer mi? Serinliği iyidir belki, ya ışığı? Kararında mı ışığı ölüm denen kuyunun?

Siyah-beyaz basmalı son kareyi. 
Öyle işte; bende bir fotoğraf, sakladığım, andığım her bakışta. 
Sakin bir denizin karartısında bir kayık, içine biner giderim her içimden kaçışta.”

Ünsal Çankaya.

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz