27 Aralık 2024 Cuma

Devrimci Yön

Suriye'de Türkiye devre dışı mı bırakılıyor?

Suriye'de Türkiye devre dışı mı bırakılıyor?
05 Ekim
00:00 2017

Kürt milliyetçi siyasetine yakın demokrasi43.com sitesinde “Erdoğan Altan / Efrîn” imzalı, “Türkiye adım adım saha dışı bırakılıyor” başlığıyla yapılan “haber analiz”de, ABD ve Rusya ittifakının Suriye’de, Türkiye (ve İran'ın) yerine Mısır’ı yerleştirdiklerine ilişkin yazıyı, Türkiye’nin nasıl bir şeytan üçgeni içinde bırakıldığını gösteren içeriği açısından  solitiraz.com okurları için yayınlıyoruz.   

 ***

Kuşkusuz bu savaşın en büyük kaybedeni Türkiye oldu.

Türkiye’nin Ehrar eliyle İdlib’e geçmek, Efrîn’i kuşatmak ve rejim ile İran’ın uyguladığı ambargoyu derinleştirmek istediği saklanmayan bir gerçekti. Böylelikle Til Rifat alınacak ve Ezaz’dan İdlib’e koridor açılıp Efrîn iyice kıskaca alınacaktı. Türkiye’nin bel bağladığı “Fırat Kalkanı” gruplarının Eyn Deqnê’de ağır yenilgisi, Ehrar El Şam’ın Tahrir El Şam (El Nusra) karşısındaki yenilgisi ABD Başkanı Donald Trump’ın CIA’ye “ÖSO’ya desteği kes” talimatı, Erdoğan ve AKP hükümetini zamanı geçmiş yeni senaryoları canlandırmaya itti. El Nusra karşısındaki yenilginin dağılmaya yol açmaması için Ehrar El Şam genel sorumlusu olan Elî Omer’i Hassan Safwan ile değiştirdi. Her ne kadar dağılma engellenmek istense de 21 taburun Nusra’ya geçtiği, İdlib’te kalan az sayıdaki Ehrar gücünün de Nusra denetiminde olduğu belirtildi.

Türkiye’nin saldırı söylem ve operasyonlarına karşı YPG/YPJ öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Efrîn oluşumu, halk ile birlikte saldırılara karşı seferberlik ilan etti. Eyn Deqnê’ye TSK ve “Fırat Kalkanı” gruplarının ağır saldırısı, bu hazırlıkla püskürtüldü.

Türkiye’nin havadan saldırı olasılığını değerlendiren QSD ve Efrîn Savunma Bakanlığı içindeki yetkililer, Eyn Deqnê saldırısında Rusya’nın seyirci kaldığını, bu sebeple kendi öz güçlerini büyütme dışında alternatif hesabı yapmadıklarını söyledi. Şimdi Rusya’nın ABD ile anlaşıp yeni bir oluşuma gittiğini söyleyen yetkililer, “Türkiye ÖSO ile Eyn Deqnê’de saldırı planını denedi. Rusya’nın sessizliği kabul edilemez. ABD ile anlaştılar, Türkiye’nin İdlib’e girmesini engelleyecekler. Ancak tüm bunlara karşı biz kendi öz gücümüzü geliştirip, kendimizi savunacağız” dedi. QSD’nin Rakka operasyonunu düzenleyen gücü de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, saldırı olması halinde Rakka operasyonunu durdurup bölgelerini koruyacaklarını açıklamıştı. QSD, silahlı gruplardan kurtarılan alanların başka gruplara bırakılmayacağını kaydetmişti.

 

HESAPLARDA TÜRKİYE YOK

Suriye’nin kuzey ve doğusu, ABD ve Rusya tarafından G20 zirvesinde masaya yatırılmıştı. 2 büyük devletin anlaştığı toplantıda, ABD’nin İdlib pazarlığı masasında da kendisine yer bulduğu kaydedildi. Bu toplantıdan hemen sonra ABD himayesindeki gruplardan desteğini çektiğini açıkladı.

Bu antlaşma ile Türkiye’nin Rusya’dan uzaklaşacağı ve Rusya’dan istediklerini alamayacağı sonucunu doğuracağı belirtiliyor. 2 devletin Türkiye’nin Ezaz-Bab hattında ve İdlib’te ilişkide olduğu Cihadist gruplardan rahatsız oldukları, Türkiye’nin elini çekmemesi durumunda hiç bir masada yer bulamayacağı belirtiliyor.

İdlib konusunda antlaşmaya varan ABD ile Rusya’nın Suriye’nin doğu ve kuzeyinde güvenli bölgeler (çatışmasızlık) ilan etme ve kontrolünü sağlama görevini Mısır’a verdiği kaydediliyor. Bu bölgelerin doğu ve güneydeki Dêra Zor ile Ebu Kemal, kuzey ve batıda ise İdlib, Bab, Efrîn’in bir bölümü, Şehba bölgesinin ismi geçerken, Türkiye’nin sürekli saldırdığı Til Rifat ve Mnix’in de masada olduğu belirtiliyor.

Yine Türkiye, İran ve Rusya’nın “çatışmasızlık” ilan ettiği, ancak çatışmaların sürdüğü 4 bölgenin de projede yer aldığı kaydediliyor. Yine TSK denetimindeki Ezaz, Cerablus ve Bab üçgeninin de bu plana dahil edilmesinin tartışıldığı ifade ediliyor.

 

MISIR, TÜRKİYE VE İRAN’A SET Mİ?

Türkiye’nin neo-Osmanlıcılık politikası, İran’ın Şii desteği, Katar ve Suudi Arabistan’ın selefi-cihadist El Kaide eliyle girdiği Suriye sahasında Mısır’ın aktif hale getirilmesinin, bu ülkelerin sahadan çıkarılması anlamına geldiği kaydediliyor.

Arap milliyetçiliğine dayanan Mısır, Suriye devleti ve ılımlı muhalefeti ile sürekli ilişkisinin yanında, batının siyasetinin argümanı olmaktan çıkmamıştır. Müslüman Kardeşler’e yakınlığı, Mursi’ye desteğini af etmeyen Mısır’ın Türkiye politikalarına karşı durmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.

Suriye sahasında sürekli karışıklık çıkaran İran ve Türkiye’nin önünün Mısır ile kesileceği ifade ediliyor. Türkiye’nin Astana’da üstlendiği ÖS ile rejim uzlaşması görevinin de Mısır’a verildiği anlaşılıyor. Bu doğrultuda Humus’ta ÖSO grupları ile rejim arasında sağlanan antlaşmanın garantörü Mısır ile Rusya oldu.

Mısır’ın birçok aydını, yazarı ve kurumu da federasyon ile ilişkilenerek, destek açıklaması yapmıştı. Bu da gelecekte Mısır’ın federasyon yönetimi ile daha yakından ilişkilenebileceği şeklinde yorumlanıyor.

YAZININ TAMAMI İÇİN...

 

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz