23 Kasım 2024 Cumartesi

Devrimci Yön

Türkiye'de Amerikan menşeli misyonerlik faaliyetleri (1820-1923)

Türkiye'de Amerikan menşeli misyonerlik faaliyetleri (1820-1923)
04 Ekim
21:00 2018

 

Misyonerlik nedirMisyonerler nasıl çalışırGörünen faaliyetleri ve gerçek gayeleri nelerdir? Bu konuda onlarca akademik çalışma, tonlarca belge ve görüntü var. Bu geniş ve derin meselede, Osmanlının son dönemindeki birkaç örneğe dayanarak Amerikan misyonerlerinin ülkemizde icra ettikleri ve sonuçları günümüze kadar etki eden ve hala başımızı ağrıtan faaliyetlerini hatırlatmak istedik.

Bölgemizde yaklaşık 200 seneye yayılmış olan Amerikan Protestan misyonerlik faaliyetleri ve bu faaliyetlere bağlı olarak meydana gelmiş olaylar aşağıda sunulan bilgiler ışığında incelendiğinde, Amerika’nın Lübnan, Suriye, Irak, Filistin ve Doğu Anadolu coğrafyasındaki politikasında herhangi bir değişikliğin olmadığı görülür. Sanki eski dosyalar raflardan indirilmiş ve 1820’lerde icra safhasına konulmak istenen senaryolara kalınan yerden devam edilmektedir. 1954’te Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ABD’yi ziyaretindeki görkemli karşılama törenleri, keza Başkan D. David Eisenhower’in Ankara’ya yaptığı ziyaret bir hatıra olarak kaldı, (**) Kore’de verdiğimiz 718 şehit unutuldu. Dostluk ve müttefiklik demeçleri tarih sayfalarına uçucu mürekkeple yazılmıştı, günümüzde kimse bu tabirleri artık kullanmıyor. Acaba ara verilmiş olan prosedür seneler sonra projenin üçüncü adımı olarak yeniden icra mı ediliyor? İşte 200 yıllık olayların düşündürdükleri:

Haçlı Seferlerinde başarılı olamayan Hıristiyan dünyası Anadolu ve Ortadoğu’ya yayılma konusunda taktik değiştirir ve 1779’da oryantalist “Doğunun Keşif Kolları”nı, ardından 1820’de misyonerlerden oluşan eğitim ordusunu Anadolu, Balkanlar, Suriye ve Lübnan’a gönderir. Oryantalistler, kendilerinden sonra gelecek olan misyonerlere, doğuya ait bütün bilgileri ayrıntılı olarak haritalarıyla hazırlayıp teslim ederler.

Osmanlı topraklarındaki Protestan misyonerlik faaliyetleri, “The American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM)” isimli misyoner teşkilatının 1810 tarihinde Boston’da kurulmasıyla başlar ve1820-23 senelerinde İzmir ve Beyrut üzerinden Osmanlı topraklarına girerek yayılır.


ABCFM’a katkıda bulunanlara verilen sertifika örneği ABCFM’nin İstanbul Binası Fikir babaları Türkleri “şeytan” olarak tanıtan Martin Luther’dir. Amerikalı Misyonerler ilk olarak Lübnan, Suriye ve Doğu Anadolu’daki tarihi eserleri onarma gerekçeleriyle ülkemize gelirler ve gündemlerindeki faaliyetlerine başlarlar (1).Ermeniler haricinde (Rumlar dahil) hiçbir toplum tarafından olumlu karşılanmazlar. Bilahare bölgedeki Ermenileri Protestanlaştırırlar.Süryani ve Nesturilere de yardım edip bölgede iyice palazlandıktan sonra Ermenilere silah, cephane ve askeri eğitim yardımında bulunarak Osmanlı Devletine karşı isyana teşvik ederler. Çıkan isyanlar başarı ile neticelenmez. Çünkü Sultan İkinci Abdülhamit tahtını feda etmeyi göze alarak, siyasi ve askeri alanlara da girmiş olan misyonerlerin faaliyetlerini bir gölge gibi takip ettirir, suçüstü yakalatır ve yanlış işler yapanları hudut dışına gönderir. (40). İkinci Abdülhamit, misyonerlerin askeri üs olarak kullandıkları okullardan gönderdikleri şifreli yazışmalarını çözer (40) ve anında tedbirler alarak planlarını akim bırakır. İkinci Abdülhamit tahttan indirilince misyonerler şükran ayinleri düzenlemişlerdir. Mondros Mütarekesini müteakip sürede ve Cumhuriyetin ilanından sonra Misyonerler yeniden Anadolu’ya gelmeye başlarlar ancak faaliyetlerine izin verilmez. Türkiye’deki her darbe teşebbüsü sırasında Boston merkezli Protestan misyonerleri kendilerine görev çıkacağı zehabına kapılmışlardır.

1838 tarihinde (ilkokulu dahi okumamış olan) Mustafa Reşit Paşa ailesiyle helalleştikten sonra Gülhane Parkında Tanzimat Fermanını okur ve gayrimüslim azınlıklara büyük haklar verildiğini müjdeler. Bu fermanın yayınlanmasıyla misyonerlere gün doğar. American Board Teşkilatının mensupları akın akın Türkiye’ye gelmeye ve okul, hastane, yetimhane vs gibi müesseseler açmaya başlarlar.

Ermeni 

Ülkemizdeki gayrimüslimlerden yaklaşık 50.000 Ermeni vatandaşımız Grogeryan mezhebinden Protestanlığa geçer. Amerikan misyonerleri elçiliklerinden de yardım görerek özellikle Suriye, Beyrut, Van, Bitlis, Harput, Antep, Adana, Maraş, Mardin,Merzifon gibi vilayetlerde yerel halk kıyafetleriyle (BAO- Yer : Y..PRK.BŞK. / 44 -13) gezerek 65 senede toplam 6437 okul açarlar (3). Sadece Harput’ta 7 okulları vardır. Amerikalılar’ın Osmanlı Devleti’nde açtıkları ilk kolej 1824’te Beyrut’taki “Syrian Protestant College”dir. 1893 senesinde temsilcilik sayısı 861’e çıkar. Bu okullarda Ermenileri eğittikten sonra silahlandırıp onlara bir devlet kurma vaadinde bulunurlar ve Osmanlı Devletine karşı isyana teşvik ederler. İsyan İngiliz Konsolosunun raporlarına da yansır. 6 Haziran günü İngiliz Konsolos Williams, raporunda isyanı şöyle anlatır: “6 Haziran’da Amerika misyoneri Dr. Regnault ile birlikte asilerin savunduğu iki yeri gördüm. Korunma usulleri beni şaşırttı. Kendileri, İran’dan yardım kuvvetleri gelinceye kadar on gün dayanacaklarını söylediler. Bunlar arasında Amerika, Rus, Bulgar uyruklu olanları da vardı. Asilerin toplamı 600’e çıkar.” (2). Olaylar o kadar hızlı gelişir ki, aklı selim sahibi Ermeniler bile bozguncu bu illegal faaliyetlerden rahatsız olurlar ve Amerikalı misyonerleri Babıali’ye şkayet ederek Devlet-i Aliyye’nin tedbir almasını isterler (4), (29), (34), (40). Misyoner George W.Dunmore ise gönderdiği bir mektubunda “Harputtaki Hırıstiyanlar bize o kadar düşmanca davranıyorlar ki bir gün sokakta bir köpek gibi öldürülebilirim” demiştir. (Erdal Açıkses Sf: 58).

Harput’tan (Eski Elazığ) Ferik Sadettin ve Şemsi Paşalar Babıali’ye gönderdikleri telgraflarda, Van İsyan Hareketlerini Van Ermeni Murahhası Sihak ve Danyal ile iki Amerikan misyonerinin çıkarttıklarını rapor ederler (5).(Van’da 1896 ve 1915 tarihlerinde iki isyan çıkmıştır). İngiliz Konsolosu ve Amerikan misyonerlerini koruyan müfrezeye de ateş edilir ve bir er şehit düşer (6). Emniyet güçlerinin yaptıkları araştırmalarda İngiliz ve Amerikan misyonerlerinin Ermenilere yardım ettikleri ve haklarında muamele yapıldığı anlaşılmıştır.

Merzifon’daki Misyoner Kolejinde 1892’de isyan fitilini ateşleyen Kolej Müdürü White’in aşağıdaki ifadeleri dikkat çekicidir ve günümüzdeki olaylara da göndermelerde bulunmaktadır. Adı geçen, Bible Huse’ye gönderdiği mektubunda; “Hıristiyanlığın en büyük ve en muazzam rakibi İslamiyet ve en kuvvetli İslam Hükümeti ise Türkiye’dir. Hiç kimse meselenin kolayca ve çabucak halledileceğine kani olamaz. Netice elde etmek için gerekirse 500 sene duracak ve muhakkak muvaffak olacağız. Mukaddes hizmetlerimizde yardımcı olan ve bu uğurda kanlarını veren Ermeni ve Rum dostlarımızı terk etmemeliyiz. Alevilere de mezhep konusunda serbestlik tanırsak onlar da bize katılacaklardır” (7) demektedir.

MİSYONERLER YANICI VE PATLAYICI MADDE NAKLEDİYORLARDI:

- Dini bir hizmeti yürüten bir misyon ülkelerarası yanıcı-patlayıcı hammadde nakliyatıyla uğraşır mı? (8). Eğitim gibi ulvi bir hizmeti ifa etme sevdasında olan bir teşkilat ülkeler arası casusluk faaliyetlerinde bulunur mu? Antep’in Koliç Mektebi Müdürü Filor tarafından Maraş’ta mukim İngiliz teba’asından Mr. Lee ile Amerikalı Mr. Miklam’a (*) sandık içinde yanıcı maddeler gönderildiği, keza, aynı misyonerlerin casusluk faaliyetleri içinde oldukları, Antep Ermeni isyan komitecileriyle görüştükleri ispatlanmıştır (9). Adana Valiliğinden Emniyeti Umumiye Müdürlüğüne gönderilen yazıda; “Asit içerek intihar eden Urfa'da mukim Amerikan misyoneri Lesli’nin Ermeni İhtilaline katıldığının anlaşıldığı” ve Antep Yetimhanesinin demir-döküm atölyesinde hazırlanan silahların da isyanda kullanıldığı ve Ermeni isyanı sonrası yakalanacağını anlayınca intihar ettiği” bildirilmiştir. (20). Diyarbakır Valisi de Amerikalı misyonerlerin Ermeni fesatçılarına destek verdiklerinin kesinleştiğini ve sınır dışı edilmesinin gereği hakkında Babıâli’ye telgraf çekmiştir (10).

Transit yoluyla İran’a nitrogliserin teşkiline yardımcı asidnitrikin ve daha tehlikeli olan pigromatdö potasın getirdikleri ve bunların genellikle Amerika misyonerlerine gönderildiği konsolosluktan bildirilmiştir (26). Keza, başka bir Nezaret (Bakanlık) talimatında, Osmanlı topraklarından transit yoluyla İran’daki Amerikalı misyonerlere gönderilen ithali yasak yanıcı maddeler konusunda gerekli dikkatin gösterilmesi ve transit geçen maddelerin bütün Askeriye Nezareti bürolarına bildirilmesi talep edilmiştir (27).

Halep’te de Amerikan Mormon Mezhebi misyonerlerinden birinin Halep ve Antep’teki faaliyetlerinin zararlı görülmesi üzerine vilayet dışına çıkarılmış ve dönmesi halinde Osmanlı Devletinden tamamen çıkarılacağı bildirilmiştir. Daily News Gazetesi yayınladığı haberinde, Maraş’taki Amerikalı Misyonerlerin Ermenilere silah tedarik ettikleri iddiasıyla Ermenilere karşı tavrı nedeniyle Halep Valisi tarafından Antep Kaymakamının azledildiği haberi yayınlanmıştır (11). (Gazete iddia diyor ama olay başlı başına incelenecek boyutta büyük bir isyan hareketidir ve “Zeytun Olayları” olarak tarihe geçmiştir).

- Sultan İkinci Abdülhamit, okul mutfağında silah imal ederek Ermeni isyanlarına yardımda bulunan Merzifon Misyoner Okulunu ve American Board misyoner müesseselerini 1893 tarihinde yerle bir eder (12). İskenderun'da oturan Amerikalı misyonerler Abdülhamid’i tazminat vermeye zorlamak için Amerikan Hükümeti'nden bir savaş gemisi isterler (13).İkinci Abdülhamit tazminat taleplerini re eder. (Bilahare faiziyle birlikte 100 bin dolar ödenir). Bu olaylar üzerine Amerika'nın eski İstanbul Elçisi Mr. Anjel Amerika gazetelerine bir beyanat verir ve 1862’de yenilenmiş olan Osmanlı-Amerikan Ticaret ve Seyr-i Sefain Antlaşmasının tadilini (yeniden yazılmasını) ister (14) .

- Misyonerler kural tanımama konusunda o kadar ileri giderler ki kendi ülkelerinin temsilciliklerinden gelen talimatlara bile uymazlar. Şöyle ki; Avrupa'dan, Doğudaki Ermeni muhtaçlara gönderilen maddi yardımların hükümet nezaretinde dağıtılması gerektiği İngiliz Konsolosu tarafından bildirilir. Ancak, Amerika misyonerleri ve Protestan öğretmenleri bu öneriyi ret ederler. (15)

- Misyoner okulları 1918 Mondros Antlaşmasından sonra tekrar açılır. Amerikan Board mensupları bu sürede Milli Mücadeleye karşı çarpışan Rum ve Ermenilere silah yardımında bulunurlar. New York Times, 15 Nisan 1920 tarihli yayınında, Antep’teki Amerikalıların kuşatıldığını, 21 Nisan 1920’de ise Türklerle Amerikalılar arasında silahlı çatışmaların sürdüğünü haberini neşreder.

Amerikalı misyonerlerin yasalara aykırı yürüttükleri faaliyetlerden birisi de ruhsat almadan okul açmış olmalarıdır (16). (Tarih Vakfı'nın Azınlık Okulları 2013 raporunda bu okulların sayısının 400 olduğunu yazmaktadır). Bu okullarda ülke otoritesine ve birliğine karşı, İslamiyet aleyhtarı zararlı kitap ve neşriyat bulundurulmuştur. Ruhsatsız olarak açılan bu okulların bazılarının kapatılması da sorun olmuştur. Zira o tarihlerde Amerika’nın İstanbul’a tayin ettiği sefirler de genellikle ya papaz ya da bu faaliyetlere müzahir diplomatlar idi (17).

- Amerikalı Protestan misyonerler Suriye ve Doğu Anadolu’da eski eserleri (asar-ı atika) inceleyip aslına uygun restore etme bahanesiyle bölgede rahatlıkla gezmişler ve ellerindeki haritalarda kayıtlı bilgiler doğrultusunda gayrimüslim Ermenileri isyana teşvik etmişlerdir (18). Bu illegal faaliyetleri devlet görevlileri tarafından anlaşılınca tedbir alınması için Babıali tarafından Elazığ’a talimat verilir. Misyonerler Erzurum’da da asayişi bozucu faaliyetlerde bulunmuşlardır (19). Birkaç kere başvurularına rağmen Harput’ta bir Konsolosluk açmalarına izin verilmez.

- Amerikan misyonerleri Gregoryen Ermeni çocukları Protestanlaştırmak için özellikle gayret sarf etmişlerdir. Mezhep değiştirme çalışmaları Gregoryen Ermenileri tarafından hoş karşılanmamasına rağmen, Gregoryen Ermenileri ile Protestan Ermenilerini bir araya toplayarak nutuklar atan Amerikalı misyonerlerden Barnom'un her iki cemaate de nakdi yardım vermesi üzerine, bazı Gregoryen Ermenileri Protestan mezhebine girmişlerdir (21).

Yukarıda da kaydedildiği üzere, Elazığ Ermeni sadık ve muteber milletinden Kasbar, Kigork, Zalimyan ve arkadaşları Babıali’ye gönderdikleri telgrafta Ermenileri isyan çıkarmaya Amerikalı misyonerlerin tahrik ettiklerini bildirmişlerdir (22). Bunun üzerine Barnom isimli Amerikalı misyoner Osmanlı topraklarından kovulur. Ermeni isyancılara yardım ettikleri gerekçesiyle Mr. Care, Mr. Cool ve Dr. Rebnos Bitlis’ten uzaklaştırılır. Keza Bitlis’te bulunan Amerikalı Misyoner George Ermenileri isyana teşvikten mahkemeye sevk edilir ve Ermenileri fesada teşvik suçundan hakkında sürdürülen araştırmalar aşamasında İran'a gitmesine izin verilir. Adıgeçen bilahare Halep’e gönderilmiştir.


Amerikalı misyonerler insan ve çocuk kaçırma eylemlerine de karışmışlardır. Midyat’ın Bati Karyesinden 12 yaşındaki bir Müslüman çocuk Protestan Misyonerler tarafından Amerika’ya kaçırılmıştır. İnsan kaçakçılığı daha çok Beyrut Limanı üzerinden gerçekleştirilmiştir (23) .

Doğu Anadolu’da misyoner kıyafetleri giyen İngiliz ve Amerikan subayları Ermenileri Müslümanlar aleyhine kışkırtmışlar ve Laz, Gürcü ve Kürt kıyafetleri giydirerek Müslümanları katlettirmiş (24) ve Ermenilere Müslüman nüfusun ekseriyetini bu şekilde azaltıp bir Hıristiyan Hükümeti kurma vaadinde bulunmuşlardır. (O zamanlarda Van’da Müslüman nüfusu yaklaşık 167 bin, Ermenilerin nüfusu ise 67 bin kişi idi. Buna göre eğer Abdulhamit tarafından zamanında gereken güvenlik tedbirleri alınmamış olsaydı Van’da 100 bin Müslümanın öldürülmesi planlanmıştı) (40)

- Selanik’ten Manastır’daki Amerikalı misyoner adına gönderilen mektup içerisinde ihtilal komitelerine de gönderilen bir mektup bulunmuştur (25).

- Diyarbakır Amerikan Hastanesi Direktörü Dr. Floyd O. Smith, Ermenileri Osmanlı Hükümeti aleyhine kışkırtmış ve diğer vilayetlerdeki misyonerlerle şifre ile özel yazışmalarda bulunduğu tespit edilmiş akabinde Halep'e oradan da Beyrut'a sevk edilmiştir (28).


Amerika Sefirinden alınan bir malumatta, Halep ve Adana Vilayetleri dahilinde İhtilal çıkaran Ermenilerin, Amerikalı misyonerleri gizlice öldürdükleri ve bu suçu Müslümanların üzerine atmak istedikleri bildirilmiş ve alınan bu ihbar üzerine ilgili vilayetlerin müteyakkız (uyanık) bulunmaları için tebligat çıkarılmıştır. (29)

- Amerikalı misyonerler ülkemizdeki İslamî vakıf mallarına da el attılar. Charles Jeans isimli bir misyoner, Çelebi Sultan Mehmet Han Vakfına mutasarrıf olmuş, vakfın arazisi üzerine misyonerlerin şirketi adına hastane yaptırmış ve hastaneye ruhsat verilmiştir (30).

- İstanbul’daki Amerika Sefareti, misyonerlerin Ermeni fesat hareketlerini teşvik etmemeleri konusunda uyarılmış ve bundan sonra misyonerlerin siyasi işlerle uğraşmamaları tebliğ edilmiştir (31) . Misyonerlerin Sivas ve civarına girmeleri yasaklanmıştır (32).

- Bu arada “Genç Türkler ve İslam” başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Makalede, Amerikan misyonerlerinin Anadolu’da Ermeni Olaylarının çıkmasında oynadıkları rol ile Amerikalıların Türkiye’de elde etmeye çalıştıkları imtiyazlar anlatılmıştır.

- Yanya’da da faaliyet gösteren Amerikalı Misyonerlerin İslam diyaneti aleyhinde hezeyan ve iftiralarla dolu Hristos Akalisis adlı risalenin ve benzerlerinin toplattırılarak imha edilmesi vilayetlere tamim edilmiştir (33).

- Amerikan, Rus ve İngiliz misyonerleri Osmanlı ve İran Eyaletlerindeki Nasturileri de kendilerine çekip karışıklıklar çıkarmak istemişlerdir. Bu duruma meydan verilmemesi için Osmanlı Devleti tarafından tedbirler alınmıştır (34).

Osmanlı ülkesindeki Amerikalı misyonerlerin gönderdikleri mektuplarda, muhtemel bir Osmanlı Rus ittifakının doğuracağı vahim neticelere ve Amerikan Kongresinin takındığı düşmanca tavırlara dikkat çekilmektedir. Lawrens Brovne de; “Batı için en büyük tehlike Müslümanların bir İslam İmparatorluğu içinde birleşmeleridir”demektedir (35).

-..1911 tarihindeki Laknaw Misyoner Kongresinde; “İslam Birliği fikrinin Sultan İkinci Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle öldüğü” belirtilerek şükür ayinleri düzenlenmiştir.

- Amerikan ve İngiliz misyonerlerin Irak halkının Şiileştirilme ve mezhep mücadelelerine sürüklenme çabaları bölgeye sık sık giden Abdulhadi Efendi’nin dikkatini çekmiş ve keyfiyeti Arapça bir dilekçe ile İstanbul Hükümetinin dikkatine getirmiştir.(36)

- Midyat bölgesinde dolaşan İngiliz Seyyah Hers ile Amerikalı Misyoner Mr. Anders’in kışkırtması sonucu Süryaniler evlerini terk ederek Deyrülğufran Kilisesi ve dağlara sığınmışlardır. Güvenlik güçleri teminat vererek Süryanileri yerlerine döndürmüştür.

Araştırmacı- Yazar Osman Şahin'in dünyebulteni.net'teki yazısının tamamı için...

SOLİTİRAZ.COM

Facebook'ta Sol İtiraz